1920 sonlarına doğru Karadeniz kıyılarında, Samsun, Çarşamba, Bafra, Erbaa, Zile’deki Rum köylerinde,
Rumlar geniş çete faaliyetlerine giriştiler. Başlangıçta 6-7 bin silahlı kadar tahmin edilen Pontusçular, daha
sonra 25 bin kadar silahlı kuvvete ulaştılar.
Bu durumda Kurtuluş Savaşı’nın en çetin günlerinde Ankara Hükümeti, askeri önlemler almak zorunda
kaldı. 1920 sonu ve 1921 başlarında III. ve XV. Kolordular, bu bölgelere önemli askerî birlikler gönderdiler.
Daha sonra III. Kolordu, Birinci Merkez Ordusu şekline konuldu ve Pontus sorunu, bu orduya bırakıldı. 1921
yılı boyunca, yoğun bir faaliyet yaşandı.
Bu hareketlerde Pontusçulara ait 117 büyük sığınak tahrip edildi. Resmî makamlara göre 3.877 Pontusçu öldürüldü. Bu arada Pontusçular da, 439 Türk köyünü yaktılar, asker ve halktan önemli kayıplara neden
oldular. Pontusçulara karşı hareketlerde bir ara ve özellikle 1921 sonunda 20.000 kişilik bir askerî
kuvvetin bu bölgede kullanılmasını gerekti. Cephelerde düşmanla savaşılan günkü koşullar içinde böyle
bir kuvveti bu bölgede alıkoymak, Türk Genelkurmayı için gerçekten büyük bir külfetti. Fakat 1921
sonunda ve 1922 başlarında Karadeniz Bölgesi’ndeki Rum nüfusunun Yunanistan’a taşınmasına başlandı.
Bu durum, Karadeniz Bölgesi’ndeki Rum nüfusun ortadan kalkmasına ve Türkiye’de ulusal birliğin
sağlanması yönünde önemli bir etken oldu.
Ve böylece bugünkü Kuzey Irak Kürt bölgesi, PKK ve Suriye PYDsini anlayalım. Ve bizim topraklarımızda ne yapmak istediklerini görelim.
FACEBOOK YORUMLAR