Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Tavsiye adı altında tavan fiyat

06 Mayıs 2024 - 00:39

Fahiş fiyat uygulamasına karşılık yürütülen mücadele kapsamında yapılan son çalışmaya göre ambalaja tavsiye fiyat geleceği söyleniyor. Bakanlık’ta çalışmaların başlatıldığı vurgulanıyor. Öyle ilginç adımlar atılıyor ki, gerçekten sorun çözmek mi amaçlanıyor; yoksa yeni sorun yaratmaya mı uğraşılıyor; kestiremiyorum.

Son birkaç yıldır ülkede üretim maliyetlerinin artmasını ve üretimsizleşme gerçeği görmezden gelmek, başarısız ekonomi politikalarını gizlemek için yapılmayan iş kalmadı. Önce fırsatçı karaborsacı aradılar.

Soğan satan insanların depolarını basıp, stokçu diye anlattılar. Sonrasında bu zaten stokçuluk olmadığı için, idari bir takım para cezalarıyla işi geçiştirdiler. Öncelikle ürünün bu kadar ulaşılabilir olduğu bir ortamda karaborsacılık olamayacağını anlayamadılar. Sorun ürünlerin fiyatlarına yetişilememesiydi.

Hedefe aracıları koydular; baktılar ki iş çıkmayacak çünkü biraz kurcaladığınızda ürünün üzerinde üçte bire varan vergiler, lojistikte mecburi para yollar gibi bir dizi zülfü yâre dokunacak başlıklar çıkıyor; vazgeçtiler.

Sonra denetim ekiplerini marketlere yolladılar. Kasa ile raf arasında fiyat tutarsızlığı aradılar. Dünyanın en saçma eylemi de buydu. Çünkü Tüketici Kanunu’na göre böyle bir farklılık varsa, esas olan raftaki fiyattır. Bundan bile haberleri yok ama şovu kesmediler.

Fakat bir şey yapmadılar. Kasa ile raf arasında gidip gelip, işi şova dönüştürmek yerine, muhasebe departmanına gidip, örneğin tarlaya kadar geriye dönük fatura incelemesine girmediler. Çünkü biliyorlardı ki girerlerse, gerçek ortaya çıkacak.

Tüm bunlar olurken önce çadırlarla ürün satmaya kalktılar, ardından kooperatif satış noktalarını örnek gösterdiler. Ama orada da maliyetler ve fiyatlar artınca konuyu kapattılar. Güya her yere bu satış noktalarından açacaklardı. Bence de açılmalı ama konu bu değil.

Bu tiyatro yaşanırken ne oldu biliyor musunuz? Bir tarafta insanlara kimsenin inanmadığı enflasyon kadar bile gelir artışı vermediler, öbür tarafta yüzde 120’lerde gezen üretici enflasyonunu yüzde 50 seviyesine düşürüp, aradaki 70 puanlık farkı, hokus pokusla yok saydılar.

Çünkü üretici bu farkı fiyatlara yansıttıysa, tüketici enflasyonunun yükselmesi gerekiyordu. Yansıtmadıysa da üretici enflasyonunun düşmesi olanaksızdı. Şimdi yeni icat da bu. Ambalaja tavsiye fiyatı koyacaklarmış.

Bunu nereden hatırlıyoruz? Uçak bilet fiyatlarından… Orada da tavan uygulaması yaptıklarında, sektör bunun bakım onarım gibi noktalarda ihmale neden olacağını ve uçuş riski yaratacağını söyledi ama dinlemediler.

Şimdi aynı uygulamayı, hangi kritere bağlı olduğu bilinmeksizin ürünlere koymayı planlıyorlar. Üreticinin maliyetini yok sayanlar, şimdi de ne kadar zararına mal satacağını belirlemeye soyunuyor.

Yılbaşında yüzde 65 enflasyon olan ülkede yüzde 49 zam vererek, tüketicinin satın alma gücünü tamamen yok edenler, şimdi de üreticinin ve perakende satış noktasının zararına mal satmasını isteyecekler.

Sonra da çıkıp buna enflasyonla mücadele diyecekler. Elbette ürünün kalitesinden kayıt dışı üretim ve satışına kadar bir dizi sorunu da beraberinde getirecekler. Özetle, ülkenin ekonomisini rakam tutturmak zannedenler, önce gücü olmayan bir tüketiciyi fakirleştirdi; şimdi de gücü olmayan bir üretici iflas ettirecek.

Sizce bu ekonomi yönetmek mi? Şaşarım aklınıza…

[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum