TGC BAŞKANI MUNYAR:"BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞİ SAVUNMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 23 Ocak 2025 Perşembe günü Burhan Felek Toplantı Salonu’nda Gazeteci Olmak Gazeteci Kalmak etkinliklerinin 9’uncusunda Bağımsız Gazetecilik Konferansı düzenledi.

TGC BAŞKANI MUNYAR:"BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞİ SAVUNMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"
25 Ocak 2025 - 15:11

TGC'nin düzenlediği  "Bağımsız Gazetecilik Konferası"ı  “Türkiye’de basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü”, “Gazetecilikteki dijital dönüşüm”, “Gazeteciliğin dijitalleşmesinin etkileri”, “Gazetecilikte uzmanlaşma neden önemli?” ve “Gazetecilikte örgütlenme ve dayanışma” olmak üzere beş oturumdan oluştu.

Toplantıda 23 gazeteci, iletişim akademisyeni ve hukukçu söz aldı. Konferansın açılış konuşmalarını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar ve Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi yaptı.

VAHAP MUNYAR: GAZETECİLİĞİN SUÇ OLMADIĞINI ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Konferansın açılış konuşmasında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar şunları söyledi:

 “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti kurulduğu 10 Haziran 1946 tarihinden bu yana bağımsız bağlantısız gazetecilik anlayışıyla çalışıyor. Gazetecilerin görevlerini hukuk ve etik ilkeler çerçevesinde yapabilir olmasını amaçlıyoruz. Gazetecilerin yurttaşlara haberlerini engelsiz ulaştırabilmeleri için çalışıyoruz.  Cezaevinde gazeteci olmasın istiyoruz. Gazetecinin suçlu, haberin suç olarak görülmesini istemiyoruz. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün korunmasını, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesini istiyoruz.  Çağdaş demokrasilerin vazgeçilmezi olan basın özgürlüğü anayasamıza göre resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini kapsıyor. Ülkedeki tüm partilerin, kamu ve özel kurumların basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü savunması, saygı göstermesi gerekiyor. Aksi halde, basın özgürlüğüne yönelik tüm haksız ve hukuksuz müdahaleler bu ülkede yaşayan her yurttaşı ve doğal olarak demokrasiyi  olumsuz etkiliyor. Yurttaşlar habere erişemiyor. Sansür, oto sansür, yayın yasakları, haberlere erişimin engellenmesi, yayın durdurma, ağır para cezaları, resmi ilan kesintileri, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne zarar veriyor. Gazetecilere yönelik sözlü ve fiziksel şiddet, hedef gösterme eylemleri maalesef her gün biraz daha artıyor. Meslektaşlarımıza saldıranlar, cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Haksız gözaltı ve tutukluluk gazetecilerin mesleklerini yapmalarını engelliyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak gazeteciliğin, haberin suç olmadığını anlatmaya, basın özgürlüğüne yönelik tüm müdahalelerde meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz. Bağımsız gazeteciliği savunmayı sürdüreceğiz.”

İOANNA KUÇURADİ: GAZETECİNİN ASIL İŞİ ARACILIK ETMEKTİR

Gazetecilik ve insan hakları konusunda görüşleri paylaşan Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi şunları söyledi:

“Gazetecinin asıl işi, aracılık etmektir. Basının bu yön vermede ve diğer birçok konuda işlevini yerine getirmesinde basın özgürlüğü denilen kurumsal ö z e r k lik son derece önemlidir. Üniversite özerkliğinde olduğu gibi. Ne var ki bu özerklik, basının kendi iç amaçlarını yerine getirebilmesi için talep edilen bir özerkliktir. İstediği propagandayı yapması için ya da reklam için değil. Bu iç amaçlarının başında da, kişilerin kanaat özgürlüğü hakkının korunmasına yardımcı olması, yani kişilerin k e n d i  k a n a a t l e r i n i oluşturabilmelerine yardımcı olmasıdır.”



                               
   TGC  Genel Sekreteri Sibel GÜNEŞ     

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE  DİJİTAL DÖNÜŞÜM ELE ALINDI

Açılış konuşmalarının ardından Türkiye’de basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konulu birinci oturuma geçildi. Birinci oturumun moderatörlüğünü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendi. Oturumda Anayasada basın özgürlüğü konusunda Prof. Dr. Bertil Emrah Oder (Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi),  gazetecilere yönelik hak ihlalleri konusunda  Av. Gökhan Küçük (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hukuk Danışmanı), dijital sansür konusunda Gürkan Özturan (Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi Medya Özgürlüğü İzleme Uzmanı) görüşlerini dile getirdi.

Gazetecilikteki dijital dönüşüm konulu ikinci oturumun moderatörlüğünü TGC Yönetim Kurulu üyesi Göksel Göksu üstlendi. Yeni gazetecilik ve yapay zekâdaki gelişmeleri  Prof. Dr. Süleyman İrvan (Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi) değerlendirdi. Haberin değişen dinamiğini Hakan Güldağ (Avrupa Ekonomi Basını Federasyonu İcra Kurulu Üyesi) ve Google Haber İnisitiyatifini ise Chantal Ferraro  (Google Haberler Lideri Orta Doğu ve Afrika) anlattı.

Gazeteciliğin dijitalleşmesinin etkileri konulu üçüncü oturumu TGC Genel Sekreter Yardımcısı Nuray Karagöz yönetti. Dijitalleşmenin yarattığı bağımlılık etkisini Prof. Dr. Ceren Sözeri (Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi), “Gazetecilikteki dijitalleşmenin internet sitelerine etkisini”  Sertuğ Çiçek (T24 İnternet Gazetesi Genel Koordinatörü) anlattı. Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu ise (İletişim Akademisyeni) ise etik sorunları ve çözüm önerilerini paylaştı.

Gazetecilikte uzmanlaşmanın ele alındığı dördüncü oturumun moderatörlüğünü TGC Başkan Yardımcısı İhsan Yılmaz yaptı. Siyaset haberciliğinin dinamiğini gazeteci-yazar Murat Yetkin değerlendirdi.  Toplumsal cinsiyet eşitlikçi haberciliği Pınar Aktaş (Milliyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü), ekonomi haberciliğini  Handan Sema Ceylan (Ekonomi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü), Sağlık haberciliğini Mesude Demir (Diken İnternet Sitesi Sağlık Muhabiri) anlattı.

Gazetecilikte örgütlenme ve dayanışmanın değerlendirildiği  beşinci oturumun moderatörlüğünü TGC Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Güç üstlendi. Konuşmacı olarak bu oturumda Özgür Deniz Kaya (Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanı), Turgut Dedeoğlu  (DİSK Basın İş Genel Başkanı),  Kıvanç El (Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı) söz aldı. Konferans değerlendirme bölümüyle tamamlandı.

TGC Bağımsız Gazetecilik Konferansı’nın Basın ve Düşünceyi İfade Özgürlüğü oturumunda Türkiye’nin de içinde olduğu dünya nüfusunun yüzde 44’ünün seçimli otoriter rejimlerle yönetildiğine dikkat çekildi. Toplantıda Siber Güvenlik Kanun Teklifi’nin yasalaşması durumunda basın özgürlüğü önündeki yeni engellerden biri haline geleceğine işaret edildi.

İstanbul- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 23 Ocak 2025 Perşembe günü Burhan Felek Toplantı Salonu’nda Gazeteci Olmak Gazeteci Kalmak etkinliklerinin 9’uncusunda Bağımsız Gazetecilik Konferansı düzenledi. Konferansın ilk oturumunda  “Türkiye’de basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü” alanında yaşanan sorunlar ele alındı.

Birinci oturumun moderatörlüğünü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendi. Oturumda Anayasada basın özgürlüğü konusunda Prof. Dr. Bertil Emrah Oder (Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi),  gazetecilere yönelik hak ihlalleri konusunda Av. Gökhan Küçük (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hukuk Danışmanı), dijital sansür konusunda Gürkan Özturan (Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi Medya Özgürlüğü İhlallerini İzleme Uzmanı) görüşlerini dile getirdi.

SİBEL GÜNEŞ: GAZETECİLİK KUŞATILMAYA ÇALIŞILIYOR

Toplantının Moderatörü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş 2024 yılında basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda ciddi gerileme olduğuna işaret ettiği konuşmasında şu görüşleri paylaştı:

 “Türkiye Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 189 ülke içinde 155. sırada. İktidar sansürü yaşam biçimi haline getirmeye çalışıyor.  Bunun içinde ilk hedef olarak gazeteciler, seçiliyor.  İktidarın istediği gibi haber yapmayan gazeteciler  sözlü ve fiziksel saldırılarla baskı altında tutulmaya çalışılıyor, saldırganlar cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Yolsuzluk haberleri yapan gazetecilere yüksek tazminat davaları açılıyor.18 gazeteci şu anda cezaevinde. 12 bini aşkın gazeteci işsiz kaldı. Şimdilik geri çekilen Etki Ajanlığı düzenlemesinin ardından TBMM’ye getirilen Siber Güvenlik Yasa Teklifi ile gazetecilik tamamen kuşatma altına alınmaya çalışılmaktadır.  Ancak tüm bunlara rağmen mesleğini onuruyla yapan gazeteciler, yazarlar, inatla görevlerini yerine getiriyor. Meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmayı, mücadele etmeyi sürdüreceğiz .”

PROF. DR. BERTİL EMRAH ODER: DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 44’Ü SEÇİMLİ OTORİTER REJİMLERDE YAŞIYOR

Konferansta anayasada basın özgürlüğü konusunu değerlendiren Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğreti üyesi Prof. Dr. Bertil Emrah Oder konuşmasında demokrasi araştırmalarına yer verdi. Demokrasinin Çeşitleri Projesi’nin 2024 raporuna göre dünya nüfusunun yüzde 44’ünün (yaklaşık 3.5. milyar insan) seçimli otoriter rejimler altında yaşadığına  (örneğin; Hindistan, Filipinler, Türkiye, Rusya) dikkat çekti. Oder, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’deki mevcut durumda, basın özgürlüğünü kuşatan tarihsel otokratik uygulamaların izleri yanında,  yeni kısıtlama ve daraltma uygulamalarına da anayasal güvencelere karşı şekilde sık sık tanık oluyoruz. Son yıllarda özellikle basında bir yandan çoğulculuğun daralması ve ana akım medyadaki el değiştirmeler (büyük medya sahipliğinin denetimsizliği ya da güdümlü hale gelmesi), güvencesiz çalışma koşulları, gazeteciliğin değişen anlamlarıyla anayasal haklar ya da kurumsal ilkeler olgusal olanın fazlasıyla gerisinde kalmaktadır. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu demokratik gerileme sarmalı, en yoğun biçimde basın ve ifade özgürlüğünü etkilemektedir. Anayasa Mahkemesi’nin son bireysel başvuru istatistiklerine göre ifade özgürlüğü en fazla ihlal edilen dördüncü özgürlüğü olmuştur.  4315 ifade özgürlüğü ihlal kararıyla mülkiyet hakkından sonra en çok ihlal edilen ikinci maddi özgürlüktür.”

GÖKHAN KÜÇÜK: SİBER GÜVENLİK KANUNU TEKLİFİ YASALAŞIRSA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖNÜNDEKİ YENİ ENGELLERDEN BİRİ OLACAK

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hukuk Danışmanı avukat Gökhan Küçük ise konuşmasında TBMM’ye getirilen Siber Güvenlik Kanunu teklifine dikkat çekti:

“TBMM Milli Savunma Komisyonu tarafından geçtiğimiz hafta   kabul edilen Siber Güvenlik Kanunu Teklifi ifade ve basın özgürlüğünün  önündeki  yeni engellerden  biri olacak. Kanun teklifiyle ülkenin siber güvenliğinin  sağlanması, korunması, geliştirilmesi düşünülmüşse de  bunun dışındaki  özgürlükleri sınırlayacağını görebiliyoruz. Kanunda tanımlanan  kritik altyapı,  kritik kamu hizmeti tanımlamasının belirlenme yöntemi sorunlu. Siber Güvenlik Başkanlığı’na  tanınan 6. maddedeki b, c, ç, d bendindeki yetkilerin kullanılmasının sınırları belirsiz.  16. maddenin 5. fıkrası  TCK  217/A kadar sorunlu bir madde olarak karsımızda duruyor.  Bu yasa teklifi kabul edilirse çok yüksek,  orantısız idari para cezaları verilebilecek. Bu da   ifade ve basın özgürlüğüne zarar verecek.”

GÜRKAN ÖZTURAN: UNUTULMA HAKKI TOPLUMSAL HAFIZA HAKKINI TÖRPÜLÜYOR

Dijital sansür ve gözetim konusunda bilgi veren Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi Medya Özgürlüğü İhlallerini İzleme Uzmanı Gürkan Özturan “Dünyada ve Türkiye’de dijital sansür gözetimle birlikte el ele yürüyor” diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“2007 yılında 5651 sayılı kanun, yıllar içerisinde kapsamı ve etkisi genişletilerek büyük bir sansür mekanizmasına dönüştü. Türkiye’de haklar ve özgürlükler alanında gerileme devam ediyor. Türkiye’de unutulma hakkı tanınır hale geldi. Unutulma hakkı uygulamada bireylerin kendi itibarlarıyla ilgili arama sonuçlarının kaldırılmasıydı. Ancak Türkiye’de iktidar mensuplarının, etkin iş insanlarının kendileriyle ya da yolsuzluklarla ilgili yazılmış araştırma haberlerinin kaldırılması için unutulma hakkı kullanılır oldu. Unutulma hakkı üzerinden getirilen uygulama aslında toplumsal hafıza hakkını törpülüyor. 2023 sonu itibariyle İFÖD verilerine göre 950 binden fazla web sitesi, 260 bin URL, 67 binden fazla tweet engelli. 2024'te de binlerce içeriğe erişim engellendi.”
















FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum