Yaşar KABA

Yaşar KABA

[email protected]

HERKESIN AKLINI BAŞINA ALMA ZAMANI

12 Eylül 2025 - 15:54

Türkiye’nin İkinci Yüzyılı: Cumhuriyet Kazanımlarını Korumak ve Geleceğe Taşımak

Cumhuriyetimizin 100. yılı geride kalırken, Türkiye yeni bir yüzyıla adım atmaktadır. Bu yeni dönemde yalnızca geçmişin kazanımlarını korumak değil, aynı zamanda onları çağın gereklilikleriyle güçlendirerek geleceğe taşımak sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Benim iki büyük eserim vardır: biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir” sözü, hem devletimizin hem de siyasetin rotasının hangi temel değerler üzerine oturduğunu göstermektedir.

Cumhuriyet Kazanımlarının Önemi

Cumhuriyet, halkın iradesine dayalı yönetim biçimi olarak, bağımsızlığın ve özgürlüğün en büyük teminatıdır. Eğitim, kadın hakları, laiklik, sosyal devlet anlayışı ve ulusal birlik gibi temel kazanımlar, bugün hâlâ toplumumuzun omurgasını oluşturmaktadır. Ancak bu değerlerin içinin boşaltılmasına izin verilmemeli; aksine günümüz koşullarına uygun biçimde güçlendirilmelidir.

Günümüz Sorunları ve Çözümler

Türkiye, hukuk devleti ilkesinin zayıflatılması, eğitim sistemindeki sorunlar, ekonomik eşitsizlikler ve toplumsal kutuplaşma gibi ciddi sınamalarla karşı karşıyadır. Bu sorunların çözümü, ancak demokratikleşmenin derinleşmesi, liyakate dayalı yönetim, sosyal devlet uygulamalarının güçlendirilmesi ve insana saygı kültürünün toplumun tüm kesimlerinde yerleşmesiyle mümkün olacaktır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin nitelikli eğitim alması, özgür düşünebilmesi ve üretime katılabilmesi yeni yüzyılın en temel meselesidir.

Dünya ile Entegrasyon

Yeni yüzyılda Türkiye, yalnızca kendi insanına değil, aynı zamanda bölgesine ve dünyaya da umut olmalıdır. Barış, diplomasi, ekonomi, çevre sorunları ve teknolojik gelişmelerde aktif rol almak, Türkiye’yi hem bölgesel hem küresel düzeyde güçlü bir aktör haline getirecektir. İkinci yüzyıl; savaşların, esaretin ve yoksulluğun değil, barışın, refahın ve özgürlüğün yüzyılı olmalıdır.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Rolü

Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetin kurucu partisidir. Bu nedenle sorumluluğu, yalnızca bir siyasi partinin sınırlarını aşar; milletin önünde yürüyen bir yol gösterici olma niteliği taşır. CHP, devrimci tutumuyla toplumsal barışın, adaletin ve özgürlüğün savunucusu olmalı; yeni yüzyılda da halkın birleştirici gücü haline gelmelidir. Ancak bu süreçte diğer siyasi partiler de 1945 sonrası dar kalıplardan kurtulmalı, Cumhuriyet kazanımlarına hürmetle sahip çıkmalı ve onları daha ileri taşımak için gereken iradeyi göstermelidir.

Gelecek İçin Uyarı ve Umut

Eğer bu yola bir an önce girilmezse, çocuklarımız 100 yıl önce dedelerimizin yaşadıklarını yaşamak zorunda kalabilir. Esarete düşme ya da dağılma tehlikesi asla hafife alınmamalıdır. Bugün alınacak kararlar, yarının özgür ve güçlü Türkiye’sini inşa edecektir. HERKESIN AKLINI BAŞINA ALMA ZAMANI çok geç olmadan gelmiştir.
Türkiye’nin ikinci yüzyılı, halkın iradesini, Cumhuriyet değerlerini ve Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolunu esas alarak şekillenmelidir. Bu yalnızca siyasi partilerin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak görevidir.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum