Bu makale, Cumhuriyet öncesi dönemde Anadolu’da yürütülen yabancı kazıların arka planını, Atatürk’ün Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nu kurarak bu emellere karşı nasıl stratejik bir cevap verdiğini ve günümüzde kurumların geldiği noktayı değerlendirmektedir. Son bölümde ise CHP’nin bu kurumlara verdiği desteğin günümüzdeki yetersizliği ele alınarak kamuoyuna açık bir çağrı yapılmaktadır.
1. Cumhuriyet Öncesi Yabancı Kazılar ve Emeller
Osmanlı’nın son dönemlerinde Anadolu’nun birçok bölgesi, yabancı arkeologların hedefi haline gelmiştir. Berlin’den Paris’e, Londra’dan Moskova’ya kadar pek çok merkez, Anadolu’nun köklü kültürel mirasını kendi uygarlık tarihine mal etme çabası içine girmiştir. Duvarlar sökülmüş, taşlar numaralandırılmış, binlerce yıllık eserler sandıklara doldurularak Avrupa’ya taşınmıştır.2. Atatürk’ün Stratejik Hamlesi: TDK ve TTK
Cumhuriyet’in ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu topraklarında süren bu kültürel talanı çok iyi görmüş ve buna karşı köklü bir adım atmıştır. Türk Dil Kurumu (TDK) ve Türk Tarih Kurumu (TTK), yalnızca dil ve tarih araştırmaları için değil, aynı zamanda Anadolu’nun binlerce yıllık kültürel zenginliğini korumak için birer ulusal savunma hattı olarak kurulmuştur.Atatürk, kazılara bizzat devlet desteği sağlamış, bilimsel araştırmaların Türk bilim insanları tarafından yapılmasını teşvik etmiştir. Bu sayede, Anadolu’nun köklü medeniyetlerinin yabancılarca sahiplenilmesinin önüne geçilmiştir.
3. Günümüzde Kurumların Durumu
Bugün TDK ve TTK, Atatürk’ün bıraktığı İş Bankası hisselerinden elde edilen paylarla ayakta durmaktadır. Ancak bu bütçeler çoğu zaman verimli kullanılmamakta, bilimsel atılımlar yerine idari giderlere harcanmaktadır. Kurumların asıl amacı olan Türkçe’nin ve Türk tarihinin bilimsel temellerle güçlendirilmesi, maalesef yeterince önceliklendirilmemektedir.4. CHP’nin Sorumluluğu ve Geleceğe Çağrı
Atatürk’ün vasiyeti ile İş Bankası üzerinden pay sahibi olan CHP, yıllardır bu kurumların yalnızca şeklen varlıklarını sürdürmelerine göz yummuştur. Oysa Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, yalnızca kültürel değil, aynı zamanda stratejik ve ulusal güvenlik meselesidir.CHP yönetimi, bu kurumlara sadece mali destek sağlamakla değil, onların vizyonunu da Atatürk’ün bıraktığı çizgiye taşımakla yükümlüdür. Bugün gelinen noktada, kurumların hedeflediği yere ulaşamamasının sorumluluğu büyük ölçüde CHP’nin omuzlarındadır.
Açık Çağrı
“Türkçe yükselirse insanlık yükselir.”Atatürk’ün mirası olan kurumlar, yalnızca tabelada değil, sahada ve bilim dünyasında etkin olmalıdır. Cumhuriyet’in 100. yılını geride bırakırken, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun yeniden dirilişi, CHP’nin tüm toplumun asli görevidir.
FACEBOOK YORUMLAR