Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1923’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kuruldu. Bugün 103. yılını kutlayan CHP, yalnızca bir siyasi parti değil, Cumhuriyet’in kurucu iradesidir. Cumhuriyet’in devrimleri, halk egemenliği ve laiklik ilkesi bu partinin siyasi kimliğiyle özdeşleşmiştir.
Yapılanlar: Kurucu Devrimler
CHP, kuruluş yıllarında Türkiye’yi modernleşme yoluna sokan devrimlerin taşıyıcısı oldu.
Saltanat ve hilafetin kaldırılması,
Laiklik ve eşit yurttaşlık anlayışı,
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı,
Eğitim ve hukukta köklü reformlar,
Ekonomide devletçilik hamleleri ve sanayi yatırımları…
Bu adımlar, Türkiye’yi çağdaş bir devlet haline getirdi. CHP, bu dönemde yalnızca bir parti değil, ulusun yeniden inşasının siyasi adı oldu.
Yapılamayanlar: Eksikler ve Kopuşlar
Ancak tarih boyunca CHP, yalnızca başarılarla anılmadı.
1946’dan sonra çok partili hayata geçiş sürecinde halkla arasına mesafe koydu.
1960 sonrası dönemde sola açılım yaparken ideolojik tutarlılığını koruyamadı.
1980 darbesi sonrası kapatılıp yeniden açıldığında, kurucu ruhun sürekliliğini sağlamakta zorlandı.
Günümüzde ise, toplumun geniş kesimlerine umut olmakta ve yerel başarılarını ulusal siyasete taşıma konusunda sınırlı kaldı.
CHP, zaman zaman halktan kopuk bir elit parti görüntüsü vererek kurucu değerlerle güncel sorunlar arasında köprü kurmayı başaramadı.
Sapmalar ve Yeniden Arayış
Bugün CHP’nin karşısında en büyük sınav, kendi kimliğini yeniden tanımlamaktır.
Bir yanda Atatürk’ün “kimsesizlerin kimsesi” olarak tarif ettiği halkçı miras,
Öte yanda siyasal iktidara alternatif üretme arayışında takınılan pragmatik ve kimliksizleşen politikalar…
Son yıllarda parti içi çekişmeler, ittifak hesapları ve ideolojik dağınıklık, CHP’nin halkta güven krizine neden oldu. Ancak bu tablo, aynı zamanda yeni bir başlangıç için fırsattır.
Gelecek: Manifesto Çağrısı
CHP 102. yaşında bir manifesto ortaya koymak zorundadır:
Cumhuriyet’in laik, demokratik ve sosyal devlet ilkesine sıkı sıkıya sarılmak,
Halkla gerçek bir bağ kurmak, mahalleden köye, fabrikadan üniversiteye doğrudan halkın sesi olmak,
Gençlerin ve kadınların dinamizmini siyasetin merkezine taşımak,
Ekonomide sosyal adalet, çevre politikalarında sürdürülebilirlik ve kültürel alanda özgürlükçü bir yol çizmek,
Ve en önemlisi, Atatürk’ün “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ilkesini çağımıza uyarlamak.
CHP’nin 103. yılı, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir yol ayrımıdır. Ya kurucu ruhun izinde yeniden halkın umudu olacak ya da kendi iç tartışmalarında tükenerek tarihsel rolünü kaybedecektir.
Atamızn iki eserinden biri olan CHP ye 2. yüzyıl yolculuğunda başaeılar dileriz
FACEBOOK YORUMLAR