Yaşar KABA

Yaşar KABA

[email protected]

10 Kasım – Zaman Durduğunda

08 Kasım 2025 - 10:25 - Güncelleme: 08 Kasım 2025 - 11:03

Bir milletin başı sağ olsun değil, başı dik olsun.

Yaşar Kaba 

10 Kasım sabahı, bir milletin kalbi aynı anda durdu. Çünkü o an, yalnızca bir insanı değil, bir çağın bilincini kaybettiğini sandı.
Oysa Atatürk’ün ardından sessizlik değil, düşüncenin sesi kaldı.

O, idam fermanı boynundayken yola çıkan bir insandı.
Bir yanda çöküşün karanlığı, diğer yanda milletinin umudu vardı. O umuda yöneldi. “Ya istiklâl ya ölüm!” dediğinde aslında kendi hayatının değil, bütün bir halkın yaşam hakkının manifestosunu yazıyordu.
Vatan kurtarmak için yola çıkan bir komutan değil, kaderini halkının kaderiyle birleştiren bir insan olarak yürüdü.

O yürüyüş Samsun’da bir sabah rüzgârı gibi başladı; Amasya’da akla, Erzurum’da inanca, Sivas’ta kararlılığa dönüştü.
Ankara’da bir meclis kurulduğunda, aslında bir millet yeniden doğuyordu.
Atatürk’ün başarısı, yalnızca düşmanı yenmek değil, ümitsizliği yenmekti.

Bugün biz, 10 Kasım’da sadece bir lideri değil, insan aklının karanlığa karşı zaferini anıyoruz.
Çünkü Atatürk’ün en büyük devrimi, savaş meydanlarında değil, insanın zihninde gerçekleşti.
O, düşüncenin zincirini kırdı; sözü özgürleştirdi, bilimi milletle buluşturdu, sanatı devletin temeline koydu.

“Benim manevi mirasım bilim ve akıldır.” dediğinde, geriye ideoloji değil, bir yön pusulası bıraktı.
Bugün o pusulayı kaybeden toplumlar, aynı karanlıkta savrulmaya mahkûmdur.
Atatürk’ü anlamak, sadece anmakla değil; O’nun gibi sorgulamak, üretmek, aydınlatmak demektir.

Zamanın durduğu o anda, aslında bir bilinç doğdu.
Çünkü O, her 10 Kasım’da yeniden doğan bir fikirdir:
Toprağın üstünde değil, insanların yüreğinde yaşayan bir önderdir.

Ve unutmamak gerekir ki;
Türkçe onun sesidir, Cumhuriyet onun nefesidir.
Türkçe yaşadıkça, Atatürk de yaşamaya devam eder.
Çünkü Türkçe yükselirse, yalnızca bir millet değil, insanlık yükselir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum