Merve ALTIN ÇAPAN

Merve ALTIN ÇAPAN

[email protected]

BARIŞ SADECE BİR ÜTOPYA MIDIR?

31 Ocak 2024 - 23:48

Belki de insan varlığının farkında değil ya da insanın varlığı çok tehlikeli. Bunca kötülüğü savaşı,acıyı, açlığı yaratan dünyayı cehenneme çeviren insanoğlu değil mi? İnsanlık tarihinin en önemli bölümünü kapsayan olgu savaşlar. Savaşlarda ölen insan sayısı 3.5 ile 5 milyar kişi. Ki eminim çok çok daha fazla. Peki neden insanlar savaşıyor? Savaşmak neden dünyada var olmanın en güçlü motivasyon kaynağı? Tabii ki hepimizin vereceği klasik cevaplar var. Hükumetlerin, ulusların para ve güçlerini kaynaklarını arttırarak daha fazla güce sahip olmak istemesi, diğer ülkeler hatta kıtalar üzerinde üstünlük kurma amacı. İnsanın bencil ve saldırgan doğası bence savaşların en büyük nedeni ve motivasyon kaynağı. Ulusların kendi sahip oldukları güç dengelerini korumak ve genişletmek adına daha güçsüz politik açıdan daha çıkmazda olan devletin ekonomik kaynaklarını dini, milli, siyasi dengeleri ile oynayarak kendi uluslarına entegre etmek için insan yığınlarının beyinlerine psikopatça pompalanan bir motivasyon. Savaş sonrasında bu denli büyük yıkımlar yaşandığını görmesine rağmen insanoğlu neden savaşmayı tercih eder? Savaşın bir felsefesi var mı? Bu felsefe aslında insanın kendi varolduğu dünyada, ülkede ya da kıtada daha güvenli daha güçlü hissetmesi midir? Politik açıdan daha güç durumda olan devletleri kendi uluslarına dahil etmek adına o ülkede yaşayan insanların bu denli beyinlerinin yıkanması, vahşice ve zorla uygulanmaya çalışılan bu motivasyon, nasıl da vahşice yaşatılan, hissedilen, onları cephelere sürükleyen bir duygu durumudur.

Bir insanın veya toplumun kendi vatanında güvende hissetmek istemesi ,ekonomik durumunu iyileştirme çabası, başka ülkelerden üstün olma gücüne sahip olma arzusu savaşı motive eden bu ego,bu tatmin duygusuna iyi gelmektedir, onu beslemektedir. Kendinden güçsüz olanı yok etmek, çocukları, bebekleri,kadınları öldürmek, hastaneleri bombalamak, tüm tarihlerini,o ülke vatandaşlarının sahip olduğu maneviyatla oluşturulmuş tüm benlikleri yok etme güdüsü nasıl da şeytani bir güdüdür. Milyonlarca insanı bu sağlıksız düşüncelerle beyinlerini yıkayarak savaşa ikna etmek hangi sebeple açıklanabilir? Neden bazı devletler, uluslar, kıtalar bu denli savaşa ve diğer ülkelerin savaşmasına sebep olmaya odaklı?

 

Güç mü? İdeoloji mi? Kendi çıkarları mı? Kendi ideolojileri, dünyadaki tüm sistemler; Marksizm, kapitalizm, kominizim sadece içten içe savaş yapılanmasında birer halka olsa da tek başına etkili sebepler değildir. Anarşiyi her durumda destekleyen tonlarca ideolojik sistem halkın desteklediği olgular olsa da temelde tüm bunların arkasında olan ve yönlendiren uluslar ve güçlü ekonomi odaklı devletler değil midir?

Her savaşın kendi içinde dinamiği ve sebebi var gibi görünse de savaştan kaçmanın ya da barış içinde yaşamanın yolları bulunmalıdır. Belki zor olabilir ama barış için, barış içinde yaşamanın ideolojileri belirleyip hayata geçirmeyi bir nebze de olsa başarabilmeliyiz. Barış savaşmaktan zor olmamalıdır. Savaşların asıl nedeni güçlü ülkelerin yoksul ülkelerden kazanç sağlamak topraklarına sahip olarak nüfuslarını dünya üzerine yaymak değil midir? Sömürmek ve kendi ulusal güçlerine güç katmak değil midir?

 

Ulusların arasındaki nefret-güç- ego savaşları milyonlarca diplomatik belge imzalansa da, yeni diplomasiler geliştirirse de asla yaşamda geçerliliğini koruyamayacaktır. Bizden önce gelen nesillerin barış içinde yaşayamadıklarını zaten hepimiz biliyoruz ve tarih sayesinde buna şahidiz. Geçmişi bir kenara bıraksak da bizim neslimizin ve bizden sonra gelecek olan tüm nesillerin barış içinde yaşayabileceği bir dünyayı düşlemek imkansız bir hayaldir. Bu hayalin gerçek olabilmesinın tek yolu insanoğlunun baştan yaratılması, hırslarından, sahip olma duygusundan, egolarından, en zengin ve en güçlü olma iddialarından vazgeçmeleridir. Barışın var olabilmesi ancak ve ancak bilimi tüm dünyaya yayarak kinden,nefretten, şiddetten uzak durularak, “benim” odaklı tüm düşüncelerden koparak mümkün olacaktır. Peki sizce bu mümkün müdür? İnsanlık empati duygusunu geliştirmedikçe, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan acıya,savaşa,açlığa duyarlı olabilecek bir kalbe akla sahip olan insanlar çoğalmadıkça yani kısaca insan tüm hırslarından arınıp vicdanlı bir şekilde yeniden var olmadıkça dünya barışını düşlemek sadece bir ütopyadır.

 

Merve. Altın Çapan

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum