METAFİZİK RESİM GELENEĞİNİN ÇAĞDAŞ RESSAMI: FEYYAZ İNANÇ
Ressam Feyyaz İnanç, Metafizik Sessizlik ve Mimari Soyutlama tarzında resimler yaparak, Metafizik Resim geleneğinin çağdaş bir yorumcusu olarak sanatını sürdürüyor.
25 Aralık 2025 - 18:33 - Güncelleme: 25 Aralık 2025 - 19:35
Mehmet Ünlü
Eserlerinde insan eksenli bir tasarım ortaya koymaya çalışan ressam Feyyaz İnanç, zaman ve mekanı yoğun bir şekilde kullanıyor. İki olguyu tablolarına yansıtırken, işin zaman boyutunu yok etmeye çalışarak, zaman olgusuyla insanın trajedisine gönderme yapıyor. Sanatçı, yaşamını ve çalışmalarını İstanbul'da devam ettiriyor.
1954 yılında İstanbul'da doğan Ressam Feyyaz İnanç, 1976 - 1981 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde ( Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Prof. Şadi Çalık'ın öğrencisi oldu. Aynı zamanda Prof. Dinçer Erimez, Gökhan Anlagan, Prof. Özdemir Altan, Güngör Taner atölyelerinde resim çalışmalarına devam etti. 1986'da Viyana'ya gitti. 1990 yılına kadar yaşadığı Viyana'da iki kişisel sergi açtı ve Frankfurt Sanat Fuarı'na katıldı.
Feyyaz İnanç kendisiyle yapılan söyleşilerde, Avrupa’da Viyana’ya gidip burada kişisel sergi açtığını belirterek şunları söylüyor:
“Neden Viyana sorulduğunda, Viyana’ya gitmek kolaydı. Diğer Avrupa ülkeleri vizeler uygulamaya başlamışlardı. Viyana bu yüzden gitmesi kolay bir yerdi ve orayı tercih ettim. Bir müddet orada çalıştım ve verimli birkaç sene geçirdim. Bazı sergilere katıldım ve oradaki galeri ile beraber Frankfurt’ta sanat fuarına da katıldık. Koşullar dolayısı ile (bir evlilik durumu) geri geldim.“
Hobi amaçlı gelenler oluyor
Atölyeler kurararak öğrenci yetiştirdiğini ifade eden İnanç, Akademiye hazırlık anlamında çalışmalar yaptığını, ancak katılanların daha çok hobi amaçlı geldiklerini vurguluyor.
Feyyaz İnanç, ressam olmayı isteyerek gelenlerinin bile resim yapmanın sıkıntılı bir iş olduğunu ve sürecin farklı işlediğini anladıklarını söylüyor.
Kendi deyimiyle, “biz işin eğlence ve hobi kısmında duruyoruz” diyerek bir persfektif ortaya koyuyor. Hobi için gelenler olduğunu belirten ressam İnanç, resim sanatının kişilerin fedakarlığı ile yürütüleceğini, bu tip atölyelerde gerçek manada bu işi öğrenmek isteyenlere resimi sevdirmeyi amaçladığını ifade ediyor. İnanç; “kişilerin elinden geliyorsa ve içinde bir özlem varsa, onları ortaya çıkartmayı ve zamanlarının eğlenceli geçmesini vaad edebiliriz. Yalnız bu kadar olmalı daha fazlası olamaz. Bu işin yeri akademi esasında” diyor, ressam Feyyaz İnanç…
Feyyaz İnanç, resim sanatı hakkında şu görüşleri savunuyor:
“Bir senfoni bestelemek de çok zor birşeydir. Hatta en zor olanı soyut resimdir. Sanatın genişliği de bunlara fırsat verebiliyor. Gene de kendi içinde kendi bünyesinde sanatın bir gücü de var ki; doğrular ayakta kalıyor, ‘ben yaptım oldular’ ise zamanın içinde kayboluyorlar. Resim kendini ikna ettirmelidir. Kendini kabul ettirmelidir. Bu soyutta da geçerlidir. Gördüğünüz, tanıdığınız, bildiğiniz şeyler yok olduğu halde resim tahakküm edebiliyorsa bu doğru resimdir. Resme bakıp 'Budur. Tamam' demeniz gerekiyor”
Bir süre önce.”Zamansız Mekanlar” adını verdiği kişisel sergi açarak eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. İnanç eserleri ve ortaya koyduğu temalar hakkında ise şunları söylüyor:
“Zamanı yok ederek, zamanın olmadığı bir mefhumu düşleyerek oralarda neler, nasıl oluyor gibi bir sorgu açıyorum kendimde ve resimlerimde bunları çalışıyorum. Etkiyi (zamansızlığı) siyahla veriyorum. Fakat tabi bir de yaşam var tabii. Yaşamında rengi bence güneşle yani sarı ile beliriyor. Yaşam olduğu zaman ışık öne çıkıyor. Zaman zaman ışığı daha çok anlatmak için gölgede işin içine giriyor. Hatta gölge olması gerekirken olmuyor bile bazen. Böyle bir macerası var bu resimlerin. İçinde bulunan varlıklar günlük işlerini yapıyorlarmış gibi sanki ama dediğim gibi zamanın hiç olmadığı mekanlar. Hani bir ömür sayacı vardır ya. O sayaç bir dursunda biz de bir nefes alalım artık canım derler gibi… İşte bunu ortaya çıkaracak işler yapıyorum.”





Eserlerinde insan eksenli bir tasarım ortaya koymaya çalışan ressam Feyyaz İnanç, zaman ve mekanı yoğun bir şekilde kullanıyor. İki olguyu tablolarına yansıtırken, işin zaman boyutunu yok etmeye çalışarak, zaman olgusuyla insanın trajedisine gönderme yapıyor. Sanatçı, yaşamını ve çalışmalarını İstanbul'da devam ettiriyor.
1954 yılında İstanbul'da doğan Ressam Feyyaz İnanç, 1976 - 1981 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde ( Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Prof. Şadi Çalık'ın öğrencisi oldu. Aynı zamanda Prof. Dinçer Erimez, Gökhan Anlagan, Prof. Özdemir Altan, Güngör Taner atölyelerinde resim çalışmalarına devam etti. 1986'da Viyana'ya gitti. 1990 yılına kadar yaşadığı Viyana'da iki kişisel sergi açtı ve Frankfurt Sanat Fuarı'na katıldı.
Feyyaz İnanç kendisiyle yapılan söyleşilerde, Avrupa’da Viyana’ya gidip burada kişisel sergi açtığını belirterek şunları söylüyor:
“Neden Viyana sorulduğunda, Viyana’ya gitmek kolaydı. Diğer Avrupa ülkeleri vizeler uygulamaya başlamışlardı. Viyana bu yüzden gitmesi kolay bir yerdi ve orayı tercih ettim. Bir müddet orada çalıştım ve verimli birkaç sene geçirdim. Bazı sergilere katıldım ve oradaki galeri ile beraber Frankfurt’ta sanat fuarına da katıldık. Koşullar dolayısı ile (bir evlilik durumu) geri geldim.“
Hobi amaçlı gelenler oluyor
Atölyeler kurararak öğrenci yetiştirdiğini ifade eden İnanç, Akademiye hazırlık anlamında çalışmalar yaptığını, ancak katılanların daha çok hobi amaçlı geldiklerini vurguluyor.
Feyyaz İnanç, ressam olmayı isteyerek gelenlerinin bile resim yapmanın sıkıntılı bir iş olduğunu ve sürecin farklı işlediğini anladıklarını söylüyor.
Kendi deyimiyle, “biz işin eğlence ve hobi kısmında duruyoruz” diyerek bir persfektif ortaya koyuyor. Hobi için gelenler olduğunu belirten ressam İnanç, resim sanatının kişilerin fedakarlığı ile yürütüleceğini, bu tip atölyelerde gerçek manada bu işi öğrenmek isteyenlere resimi sevdirmeyi amaçladığını ifade ediyor. İnanç; “kişilerin elinden geliyorsa ve içinde bir özlem varsa, onları ortaya çıkartmayı ve zamanlarının eğlenceli geçmesini vaad edebiliriz. Yalnız bu kadar olmalı daha fazlası olamaz. Bu işin yeri akademi esasında” diyor, ressam Feyyaz İnanç…
Feyyaz İnanç, resim sanatı hakkında şu görüşleri savunuyor:
“Bir senfoni bestelemek de çok zor birşeydir. Hatta en zor olanı soyut resimdir. Sanatın genişliği de bunlara fırsat verebiliyor. Gene de kendi içinde kendi bünyesinde sanatın bir gücü de var ki; doğrular ayakta kalıyor, ‘ben yaptım oldular’ ise zamanın içinde kayboluyorlar. Resim kendini ikna ettirmelidir. Kendini kabul ettirmelidir. Bu soyutta da geçerlidir. Gördüğünüz, tanıdığınız, bildiğiniz şeyler yok olduğu halde resim tahakküm edebiliyorsa bu doğru resimdir. Resme bakıp 'Budur. Tamam' demeniz gerekiyor”
Bir süre önce.”Zamansız Mekanlar” adını verdiği kişisel sergi açarak eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. İnanç eserleri ve ortaya koyduğu temalar hakkında ise şunları söylüyor:
“Zamanı yok ederek, zamanın olmadığı bir mefhumu düşleyerek oralarda neler, nasıl oluyor gibi bir sorgu açıyorum kendimde ve resimlerimde bunları çalışıyorum. Etkiyi (zamansızlığı) siyahla veriyorum. Fakat tabi bir de yaşam var tabii. Yaşamında rengi bence güneşle yani sarı ile beliriyor. Yaşam olduğu zaman ışık öne çıkıyor. Zaman zaman ışığı daha çok anlatmak için gölgede işin içine giriyor. Hatta gölge olması gerekirken olmuyor bile bazen. Böyle bir macerası var bu resimlerin. İçinde bulunan varlıklar günlük işlerini yapıyorlarmış gibi sanki ama dediğim gibi zamanın hiç olmadığı mekanlar. Hani bir ömür sayacı vardır ya. O sayaç bir dursunda biz de bir nefes alalım artık canım derler gibi… İşte bunu ortaya çıkaracak işler yapıyorum.”












FACEBOOK YORUMLAR