İBRAHİM BODUR VEFATININ 9. YILINDA ANILIYOR
Kale Grubu’nun kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. (h.c.) İbrahim Bodur, vefatının dokuzuncu yılında, Çan’da ve İstanbul’daki anma buluşmalarında dualarla anılıyor.

68 yıl önce Çan’da Kale Grubu’nun temellerini atan, Türkiye’de sanayileşmenin öncülerinden olan, her adımında insanı ve sosyal faydayı önceliklendiren duayen sanayici ve hayırsever İbrahim Bodur’un bıraktığı miras, bugün de ilham vermeye devam ediyor. İbrahim Bodur’un yaşamı boyunca benimsediği değerler, bugün Kale Grubu’nun sürdürülebilirlikten toplumsal faydaya uzanan pek çok alandaki çalışmalarına ilham vermeye devam ediyor.
Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, anma vesilesiyle yaptığı konuşmada duygularını şöyle ifade etti: “Dokuz yıl önce babamı kaybettiğimde içimde büyük bir boşluk açıldı. Ama bugün o boşluk, onun öğretileriyle, anılarıyla, sesiyle dolup taşıyor. Bize dürüstlüğü, çalışkanlığı, merhameti ve insan olmanın kıymetini öğretti. Her zaman üretmenin, fayda yaratmanın ve değer inşa etmenin peşindeydi. Bize miras bıraktığı insan ve memleket sevgisi, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.”
Sosyal girişimcilerle birlikte yaşatılan bir vizyon: İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı
Kale Grubu, kurucusu İbrahim Bodur’un vizyonunu yaşatmak amacıyla, 2017 yılında hayata geçirdiği İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı ile sosyal girişimcilere destek vermeyi sürdürüyor. Program, bugüne kadar yüzü aşkın sosyal girişimcinin yolunu açarken, Erken Aşama, İleri Aşama, İş Birliği ve Gençlik kategorilerinde verilen ödüllerle karşı karşıya olduğumuz sosyal ve çevresel sorunların çözümüne katkı sağlıyor.
Zeynep Bodur Okyay, bu anlamlı bağlantıya da dikkat çekerek, “Babamı bu yıl da topluma değer katmayı amaçlayan sosyal girişimcilerle birlikte anacağız. Onun toplumsal dönüşüme olan inancını, 3 Haziran’da düzenleyeceğimiz ödül töreninde bir kez daha paylaşacağız. Çünkü inanıyoruz ki, geride bıraktıklarıyla yaşamaya devam eden insanlar asla unutulmaz” dedi.
Dr. (h.c.) İbrahim Bodur kimdir?
Çanakkale’nin Nevruz köyünden çıkarak memleketin sanayileşme yoluyla kalkınmasına vesile olan, ‘önce insan’ diyerek 88 yıllık ömrünü doğduğu topraklara vakfeden İbrahim Bodur, henüz 21 yaşındayken çalışma hayatına atıldı. Doğduğu toprakların insanıyla birlikte doymak, kalkınmanın Anadolu’dan başlamasına öncülük etmek temel arzusuydu. 1957 yılında nüfusu 1.000 kişiyi geçmeyen Çan’da seramik karo fabrikasının temellerini atarken, yerel kalkınmanın da ilk kıvılcımlarını ateşledi. Hayallerine yöre halkını da ortak etti. Bir olmanın, birlikte başarmanın temelleri orada atıldı. Yalnızca Çan değil tüm Çanakkale halkı ‘halka açık şirket’ kavramıyla tanıştı. Çanakkale Seramik Fabrikası’nın başarısına ortak oldu ve birlikte büyüdü. Pek çok genç eğitim olanağına kavuştu ve edindiği nitelikle yerel kalkınmaya destek oldu.
İbrahim Bodur’un inanç azim ve gayreti, yalnızca Çanakkale’de değil, Anadolu’nun her bir köşesinde vücut buldu. Mardin’den İzmir’e, Erzurum’dan Yozgat’a, Isparta’dan İstanbul’a sanayiyi götürdüğü her şehirde bölge halkıyla omuz omuza mücadele etmeye ve gayretle yerel kalkınmaya katkı sağlamaya devam etti. Yalnızca seramik sektörünün geleceğine yön vermekle kalmadı. Türkiye’nin her alanda öncü olması için birbirinden farklı sektörlerde yatırım yaptı. Topraktan başladı, gökyüzüne uzandı.
Yapılan sayısız yatırımı, eğitime verilen sürekli desteği sürdürülebilir kılmak adına Dr. (h.c.) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfını kurdu. Milli Eğitim Bakanlığı desteğiyle geliştirilen projeler, mesleki eğitim kursları ve yenilenen yüzlerce köy okulunun yanı sıra üniversite öğrencilerine verilen burslar sayesinde pek çok parlak genç başarıyla mezun oldu.
İbrahim Bodur, yarım yüzyıldan fazla süren sanayi yolculuğunda, attığı her adımda sosyal fayda sağlamayı ve ürettiği değerleri toplumla paylaşmayı önemsedi. Vefatının ardından hayata geçirilen İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı da bu inanç doğrultusunda toplumsal sorunları çözmek için harekete geçen sosyal girişimcilere destek olmayı amaçlıyor.
İbrahim Bodur’un sanata duyduğu tutku sanayiciliğinin de öncesine dayanıyordu. Robert Koleji kütüphanesinde geçirdiği saatlerde yalnızca ders çalışmamış, edebiyatla da haşır neşir olmuştu. Şiire ve Türk Sanat Müziğine duyduğu hayranlık, daha o yaşta denemeler yazmasına ve Robert Koleji bünyesinde bir Türk Sanat Musikisi Cemiyeti kurarak konser verilmesini sağlamasına vesile olmuştu. İbrahim Bodur, büyük sanayi atılımı için harekete geçtiği ilk yıllardan itibaren sanat ile kurduğu gönül bağını korudu.
FACEBOOK YORUMLAR