BEYKOZ'UN ARKA SOKAKLARI

Beykoz da 70 yıllık ihmal devam ederken arka sokakların da çağı yakalayan çağdaş modern bir gelişmenin yaşanması Beykoz adına sevindirici olsa da eski Beykozluların ve Beykoz’un aynı değer de ele alınmaması insani olmadığı gibi Anayasanın eşit yurttaşlık tanımına da uymamaktadır. Bu gün yönetime aday olanlar İmar planlarını bir an önce bölge şartlarına göre yapma söz vermeli ve çözmelidirler.. Beykozlunun kentsel dönüşümünü kendisinin yapmasının öngünündeki engel bir an önce kaldırılmalıdır.

BEYKOZ'UN ARKA SOKAKLARI
21 Mart 2024 - 15:09 - Güncelleme: 23 Mart 2024 - 19:10
“Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferler ile taçlandırılmazsa meydana gelen zaferler kalıcı olmaz.Yeni Türkiye’mizi layık olduğu mertebeye çıkarmak için vakit geçirmeden iktisadiyatımıza önem vermek zorundayız. Zamanımız tamamen iktisat devridir.”         MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
 
Türkiye Şişe Cam Fabrikaları;
Mustafa Kemal Atatürk’ün bu söylemi ve hedefi üzerine deniz ulaşımı göz önünde bulundurularak hafif sanayi bölgesi seçilen Beykoz da kurulan fabrikalarda (1-Şişecam; Türkiye Şişe Cam Fabrikaları Anonim Şirketi (Şişe Cam) Bakanlar Kurulu tarafından 17 Şubat 1934 tarihinde İş Bankasına verilen görev ve imtiyaza göre kurulmasına rağmen bir devlet kuruluşu değildir.
Şişecam Topluluğu Paşabahçe’deki fabrikayı kapatsa da, 3kıta ve 14 ülkedeki toplam 43tesisi ve 22 bine yakın çalışanıyla üretim faaliyetlerini sürdürüyor ve 150'den fazla ülkeye satış gerçekleştiriyor.

Deri Kundura Fabrikası;
1804 yılında kuruldu, Cumhuriyet döneminde 1933 ten sonra Sümerbank Deri ve Kundura Fabrikası olarak devam etti. Fabrikanın yıllık kapasitesi 1 milyon 860 bin çifte yükseldi. 1968 yılından itibaren 178 memur, 2317 işçiyle faaliyet gösteriyordu.

Rakı ve İspirto Fabrikası;
1937 yılında, mimar Ahsen Yapanar tarafından tasarlanan  rakı fabrikası binası. Paşabahçe’de Paşabahçe Rakı ve İspirto Fabrikası olarak faaliyete geçmiş yaklaşık 2000 e yakın çalışanı vardı. Fabrika binası cumhuriyet dönemi modernizmine ait rasyonel ve fonsksiyonalist mimarinin izlerini taşıyan bir yapı olması açısından büyük önem taşımasına rağmen fabrika yeri satılmış bina yıkılmıştır.)

Paşabahçe açıldığında kapasitesi üç bin ton, işçi yevmiyeleri 60 kuruştu,
Paşabahçe fabrikasının ilk yıllarında yazın, işçilerin bir kısmı malzeme deposu civarında, bir kısmı da kıyıdaki ağaçların dalları üzerine birkaç tahta koyup, biraz da saman serip orada yatarlardı.

Fabrikaların etrafında gecelemeler, sonraki yıllarda fabrikanın etrafında evler ve mahalleler kurmaya dönüştü.

Cumhuriyet öncesi yalıların ve köşklerin olduğu Beykoz’da, İstanbul Boğazının kıyısında işçilerin ve yoksulların yaşadığı bir semt şekillenmeye başlamış.
İlk yılarda fabrika işçilerinin kurduğu kooperatiflerle barınma sorununu
Beykoz Kundura İşçi Evleri Kooperatifi kurulmasını takiben fabrika işçileri kooperatif sayesinde ev sahibi oldu.

Çalışmak için çağrıldıkları Beykoz'da barınma sorunu geçici olarak o günün şartlarında kendi olanakları dahilinde Standartlar seviyesinde barınma sorununu çözmeye çalışan Beykozlular, ne yazık ki bu sorunu tamamen çözememişlerdir. Fabrikalarla birlikte diğer iş kollarında da büyük bir gelişme yaşanınca (cam dekoru ve deri saya atölyeleri de neredeyse fabrikalardan fazla iş olanağı sağlamış. Merkezi hükümetin sanayileşme hamlesi yerel yönetimlerin fabrikalarla birlikte ilçeye bir göç yaşanacağı ve bu insanların aileleri ile bi,ri barınma sorunu olabileceği öngörülemediğinden konut alanları belirlenip planlar yapılmamış ülke ekonomisini omuzlayan işçiler ve memurlar ilçede olanaklarının yettiği kadar bu sorunu gecekondu yapark çözme yoluna gitmiştir.


 1985 lere kadar tek katlı gecekondular halinde oluşan semtler. 1980 li yıllardan sonra çözüm üretilme yerine çocukları evlenme çağına gelenlerin yeni konut ihtiyacını karşılamak amaçlı taleplere bağış yap katını çık çıkışıyla rant kapısına dönüşmüş çözüm üretme vaadiyle gelen yönetimler
Bir süre efendim biz çözmek istiyoruz ama İBB Bizde değil tek başına yapamıyoruz, ya da belediyeler bizde ama biz iktidar değiliz Beykoz birden çok koruma kanunundan dolayı çözemiyoruz sözlerine karşılık Beykozlu ilçe, İl ve ülke iktidarına tek partiye vermiştir. Buna rağmen Beykozlu çözüm üretmeyenlerin yine çözüm vaatleri karşısın da şaşkın ve küskün durumdadır.
Peki Beykoz’u son 35 yıl kim yönetmiş
Beykoz ve İBB aynı anda alan partiler;
                                                                                                                              1989-94 Beykoz Sosyal Demokrat Halkçı Parti Şevket Arıkan, Sosyal Demokrat Halkçı Parti İBB Nurettin Sözen, İktidar 89-91 Anavatan, 1991-94 Koalisyonlar.
1994-99 REFAH Partisi Beykoz  Yücel Çelikbilek,  REFAH Partisi İBB Recep Tayyip Erdoğan, iktidar koalisyonlar.
1999-2004 Beykoz Alaatin Köseler Demokratik Sol Parti, Fazilet Partisi İBB Müfit Gürtuna 1998-2004, iktidar  2992 yılına kadar Koalisyonlar, 2002 2004 yılları Ak Parti.
2004-2009  Beykoz Ak Parti Muharrem Ergül, İBB Kadir Topbaş İktidar Ak Parti.
2009– 2014 Beykoz Ak Parti  Yücel Çelik bilek, İBB Kadir Topbaş, iktiar Ak Parti.
2014– 2019  Beykoz Ak Parti  Yücel Çelik bilek,  İBB Kadir Topbaş, (2014-2017)  Ak Parti 20-19 Mevlüt Uysal iktiar Ak Parti.
2019– 2024 Beykoz Ak Parti Murat Aydın,  CHP İBB Ekrem İmamoğlu 2019-2024 İktidar Ak Parti (Belediyenin bazı yetkileri Şehircilik ve Çevre Bakanlığına bağlandı.
2004 yılına kadar il ve ilçe belediyelerini tek başına yöneten siyasilerin çözüm için bazı yasalar engel hükümet biz değiliz mazereti ileri karşılık Beykozlu ve İstanbullular Beykoz ve İstanbul 2004 yılında İL, İlçe belediyelerinin yanı sıra iktidarı da Ak Partiye verdi. Aradan geçen 20 yılda Beykoz’un arka sokakları, başka bir vilayete bağlıymış gibi gelişirken, bir zamanlar Ülke ekonomisini omuzlayan Beykozluların bir yanda vefasızlığı yaşamaya devam ederken,  bir yandan da geçmişte kamu yönetenlerinin öngörüsüzlüğü sayesinde Yurttaşa karşı olan sorumluluğunu yerine getirmeyen devletin, Yurttaşın Anayasal haklarını bir an önce vermelidir. Siyasetin bu konuyu artık bir sömürü malzemesi olarak kullanmaktan vazgeçmelidir.  dün katırın çıkmadığı bu  tepelerin bu gün çok değerli oluşu birilerinin iştahını kabartıyor olabilir.  Ancak yeter, yönetime gelenler sorunu çözmek istememişlerdir. Çünkü dün çok değersiz olan bu yerler bu gün çok değerlidir. Durum onu gösteriyor. Bu gün yönetime aday olanlar İmar planlarını bir an önce bölge şartlarına göre yapma söz vermeli  ve çözmelidirler.. Beykozlunun kentsel dönüşümünü kendisinin yapmasının öngünündeki engel bir an önce kaldırılmalıdır.
2024 Yerel seçimlerine giderken 50-60 benden söylemi ile belediyelerin ve devletin( siyasi iktidarın) toptan müteahhitliğe soyunması çözümsüzlüğün işaretleri çünkü devlet müteahhitlik yapmaz. Dün devlet fabrika yapmaz diyen siz değil miydiniz? Bu kabul edilemez kabul edilemez 
Halktan hizmet karşılığı oy isteyenler Beykozluya verdikleri sözleri tutmaları  Anayasanın amir hükümlerinin kendilerine yüklediği sorumluluklarımda yerine getirmeliler.
Anayasa Maddesi çok anlaşılır açıklıktadır. 
B. Konut hakkı
Madde 57 – Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.
son 20 yıldır tüm yetkileri elinde bulunduran Ak partili yöneticilerin çözüm üretmemesi ilçede tam bir hayal kırıklığı yaratmanın yanı sıra umutları tüketmiştir.


Beykoz da 70 yıllık ihmal devam ederken arka sokakların da çağı yakalan çağdaş modern bir gelişmenin yaşanması Beykoz adına sevindirici olsa da eski Beykozluların ve Beykoz’un aynı değer de ele alınmaması insani olmadığı gibi Anayasanın eşit yurttaşlık tanımında uymamaktadır.
Bu makaleyi Beykoz özelinde yazmış olsam da aslında ülkemin birçok semtini ilgilendiren en büyük sorundur. Millete hizmet için gelip, Milletin olanakları üzerinde millete efendilik yapma yerine aldığınız konforun karşılığı olan  hizmeti verme zamanı bu makaleden de anlaşılacağı gibi bu gün emeklilerin omuzlarında yükselen ekonominin siyasi erk tarafından dilenci konumuna getirilmesinde gözden kaçmamalıdır. 
Demokrasiler (seçme seçilme hakkı) hizmet yarışıdır. Hizmet etmeyenler gönderilir hizmet etmeye aday olanlar seçilir. Bir sonraki seçimde de aynı yol izlenir. Demokrasinin özgü n kuralları var. Topyekûn uyarsan insan gibi yaşarsan (Bu gün dünyada örnekleri var) uymazsan ağır bedeller ödersin tıpkı bu gün olduğu gibi.
Sevgiyle kalın

YAZARIN TÜM MAKALELERİ 




 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum