Anahtar Partisi Üsküdar İlçe Başkanından üsküdar belediyesine tepki
Anahtar Parti Üsküdar İlçe Başkanı yaptığı yazılı basın açıklaması yaptı

04 Haziran 2025 - 14:18 - Güncelleme: 04 Haziran 2025 - 14:24
Üsküdar Belediye Meclisi’nin Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nden (TDBB) ayrılma kararı, yalnızca yerel bir idari tercih değil, ülke genelinde de dikkat çeken bir gelişme olmuştur. Alınan bu karar, çeşitli kesimlerde farklı yorumlara neden oldu. Bu da gösteriyor ki artık yerel kararlar, toplumun tamamını etkileyebilecek bir kamu gündemi oluşturabiliyor.
Elbette her belediye, kendi öncelikleri doğrultusunda karar alma hakkına sahiptir. Ancak asıl mesele, alınan kararların neye hizmet ettiği ve nasıl anlatıldığıdır. Yerel yönetimlerin görevi, tartışmaların ötesine geçerek vatandaşların beklentilerine cevap veren, yapıcı ve kapsayıcı adımlar atmaktır.
Bu açıdan bakıldığında, TDBB'den ayrıldıktan sonra başka bir birliğe katılmak yerine, Türkiye’deki diğer belediyelerle doğrudan ve birebir iş birlikleri kurmak da mümkün olabilirdi. Böyle bir yol, hem tarafsız bir duruş sergiler hem de kamuoyuna, alınan kararın siyasi değil, tamamen hizmet odaklı gerekçelere dayandığını güçlü bir biçimde anlatma fırsatı sunardı.
Eğer gerçekten TDBB'nin faaliyetlerinden yeterince fayda sağlanamıyorsa ve KKTC’ye yönelik bazı tutumlar bir saygısızlık olarak algılanıyorsa, elbette ayrılma kararı anlaşılabilir ve desteklenebilir. Ancak hemen ardından başka bir birliğe katılmak, kamuoyunda bu kararı siyasi bir yönelimin parçası gibi gösterebilir. Bu da yerel hizmetin önüne geçecek gereksiz algı sorunlarına yol açabilir.
Daha da anlamlısı, eğer bu kararın temelinde samimi bir dış politika hassasiyeti ve kurumsal fayda analizi yatıyorsa, bu duruş KKTC’nin uluslararası tanınırlık mücadelesine katkı sunacak biçimde daha güçlü ve yapıcı bir eyleme dönüşebilirdi. Örneğin, Üsküdar Belediyesi’nin Lefkoşa Türk Belediyesi ile kardeş şehir olmak için girişimde bulunması, hem tarafsız kalma iradesini pekiştirir hem de kamuoyunda olumlu ve milli bir yankı bulurdu. Bugün Üsküdar’ın KKTC’de herhangi bir kardeş belediyesi bulunmamaktadır. Böyle bir adım, yalnızca sembolik değil, aynı zamanda KKTC’ye yönelik doğrudan bir dostluk ve destek göstergesi olurdu.
Yapıcı çözümler üretmek, farklılıklar üzerinden ayrışmaktan çok daha değerlidir. Her kurumun karar alma hakkı vardır; ancak bu kararların etrafında oluşacak toplumsal etkiyi yönetmek de bir o kadar hassasiyet gerektirir. Yerel yönetimler bu anlayışla hareket ettiğinde yalnızca hizmet üretmez, aynı zamanda toplumsal huzuru, karşılıklı saygıyı ve ortak vicdanı da güçlendirir.
Toplum olarak içinde bulunduğumuz bu hassas süreçte, hepimizin sorumluluğu; kararlarımızı kamu vicdanında karşılık bulacak şekilde almaktır. Sükûnet, sağduyu ve çözüm odaklılık sadece siyasi söylemler değil, aynı zamanda ortak yaşama kültürünün vazgeçilmez değerleridir.
Bugün de, dün olduğu gibi; milletimizin sağduyusuna, yöneticilerimizin iyi niyetine ve toplumsal fayda anlayışına güveniyoruz.
Anıl Akay KAMİLOĞLU
Anahtar Parti Üsküdar İlçe Başkanı
Elbette her belediye, kendi öncelikleri doğrultusunda karar alma hakkına sahiptir. Ancak asıl mesele, alınan kararların neye hizmet ettiği ve nasıl anlatıldığıdır. Yerel yönetimlerin görevi, tartışmaların ötesine geçerek vatandaşların beklentilerine cevap veren, yapıcı ve kapsayıcı adımlar atmaktır.
Bu açıdan bakıldığında, TDBB'den ayrıldıktan sonra başka bir birliğe katılmak yerine, Türkiye’deki diğer belediyelerle doğrudan ve birebir iş birlikleri kurmak da mümkün olabilirdi. Böyle bir yol, hem tarafsız bir duruş sergiler hem de kamuoyuna, alınan kararın siyasi değil, tamamen hizmet odaklı gerekçelere dayandığını güçlü bir biçimde anlatma fırsatı sunardı.
Eğer gerçekten TDBB'nin faaliyetlerinden yeterince fayda sağlanamıyorsa ve KKTC’ye yönelik bazı tutumlar bir saygısızlık olarak algılanıyorsa, elbette ayrılma kararı anlaşılabilir ve desteklenebilir. Ancak hemen ardından başka bir birliğe katılmak, kamuoyunda bu kararı siyasi bir yönelimin parçası gibi gösterebilir. Bu da yerel hizmetin önüne geçecek gereksiz algı sorunlarına yol açabilir.
Daha da anlamlısı, eğer bu kararın temelinde samimi bir dış politika hassasiyeti ve kurumsal fayda analizi yatıyorsa, bu duruş KKTC’nin uluslararası tanınırlık mücadelesine katkı sunacak biçimde daha güçlü ve yapıcı bir eyleme dönüşebilirdi. Örneğin, Üsküdar Belediyesi’nin Lefkoşa Türk Belediyesi ile kardeş şehir olmak için girişimde bulunması, hem tarafsız kalma iradesini pekiştirir hem de kamuoyunda olumlu ve milli bir yankı bulurdu. Bugün Üsküdar’ın KKTC’de herhangi bir kardeş belediyesi bulunmamaktadır. Böyle bir adım, yalnızca sembolik değil, aynı zamanda KKTC’ye yönelik doğrudan bir dostluk ve destek göstergesi olurdu.
Yapıcı çözümler üretmek, farklılıklar üzerinden ayrışmaktan çok daha değerlidir. Her kurumun karar alma hakkı vardır; ancak bu kararların etrafında oluşacak toplumsal etkiyi yönetmek de bir o kadar hassasiyet gerektirir. Yerel yönetimler bu anlayışla hareket ettiğinde yalnızca hizmet üretmez, aynı zamanda toplumsal huzuru, karşılıklı saygıyı ve ortak vicdanı da güçlendirir.
Toplum olarak içinde bulunduğumuz bu hassas süreçte, hepimizin sorumluluğu; kararlarımızı kamu vicdanında karşılık bulacak şekilde almaktır. Sükûnet, sağduyu ve çözüm odaklılık sadece siyasi söylemler değil, aynı zamanda ortak yaşama kültürünün vazgeçilmez değerleridir.
Bugün de, dün olduğu gibi; milletimizin sağduyusuna, yöneticilerimizin iyi niyetine ve toplumsal fayda anlayışına güveniyoruz.
Anıl Akay KAMİLOĞLU
Anahtar Parti Üsküdar İlçe Başkanı
FACEBOOK YORUMLAR