100 yıl önce ne olmuştu 100 yıl Söylemleri Nereye çıkıyor.
Kafalarda soru işareti Son günlerdeki gelişmelerin 1925 yılındaki kanlı kalkışmanın 100. yılına denk gelmesi tesadüf mü? peki yıllar önce ne olmuştu?

Bölgesel Yayılım Haritası (Sözel Tanım)
Van
Bitlis — Muş — Bingöl
Siirt — Diyarbakır — Elazığ
Mardin
Ana İsyan Bölgeleri
Diyarbakır, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, Siirt
Etkilenen İller (sınır bölgeleri, lojistik hatlar):
Van, Mardin, Tunceli, Erzincan, Malatya
Zaman Çizelgesi
Tarih Olay 13 Şubat 1925
Piran Köyü’nde (Genç, Bingöl) isyan başladı.
20 Şubat
Genç ve çevresi ayaklanmacıların eline geçti.
23 Şubat
Diyarbakır hedef alındı, ama savunma kırılmadı.
Mart 1925
Hükümet, Takrir-i Sükûn Kanunu çıkardı.
Nisan 1925
Ayaklanma büyük ölçüde bastırıldı.
28 Haziran 1925
Şeyh Said ve 47 kişi idam edildi.
Kayıplar ve Zararlar
İdialara göre7.000–8.000 isyancı öldü
Yüzlerce asker, öğretmen, memur şehit edildi
Çok sayıda köy yakıldı, okul ve karakol tahrip edildi
İdeolojik Arka Plan ve Günümüze Yansımalar
1. Laik Cumhuriyet'e Karşı Dinî Ayaklanma
Şeyh Said isyanı, Atatürk devrimlerine ve laikleşme sürecine karşı Nakşibendi tarikatı öncülüğünde organize oldu. Ayaklanma, halifeliğin kaldırılmasına ve şeriatın lağvedilmesine duyulan tepkilerle beslendi.
Bugün de bazı çevreler bu isyanı "Kürt ayaklanması" gibi göstermeye çalışsa da, belgeler isyanın din temelli bir karşı-devrim olduğunu ortaya koymaktadır.
2. Ulus-Devlet ve Üniter Yapıya Saldırı
İsyanın bir diğer amacı da yeni kurulan Türk ulus-devletini parçalamaktı. İsyancılar İngiliz ajanlarıyla temas kurmuş, Musul meselesinde Türkiye'yi zayıflatma amacı taşımıştır.
Bu, günümüzdeki üniter yapıya karşı “federal çözüm” arayışlarının tarihsel kökenidir.
3. Hukuk Devleti ve İstiklal Mahkemeleri
Ayaklanma sonrası yürürlüğe konan Takrir-i Sükûn Kanunu, meclis onaylı bir OHAL niteliğindeydi. İstiklal Mahkemeleri hem isyancılara hem de bunlara destek veren medyaya karşı harekete geçti.
Günümüzde, hukukun üstünlüğünü tartışan çevrelerin bu dönemi "otoriterleşme başlangıcı" gibi göstermesi, çoğu zaman bağlam dışıdır.
Güncel Siyasi Kullanımlar ve Tarihsel Tahrifat
Bazı bölgesel siyasi hareketler, Şeyh Said’i "özgürlük savaşçısı" gibi sunmaya çalışmakta, bu da Cumhuriyet karşıtlığıyla örtüşen bir tarih okumasına yol açmaktadır.
Oysa Şeyh Said, Kürt halkının değil, kendi tarikat düzeninin temsilcisidir. Kadın haklarına, laik eğitime, seçme-seçilme hakkına doğrudan karşıdır.
Sonuç ve Uyarı
Şeyh Said Ayaklanması; yeni doğan Cumhuriyet'e karşı bir karşı-devrim hareketidir.
Bu ayaklanmayı "etnik" bir isyan gibi göstermek, hem tarihsel gerçekliğe hem de bugünkü birlik duygusuna zarar verir.
SİYASAL SONUÇLAR
(1925 AYAKLANMASININ ARDINDAN)
1. Takrir-i Sükûn Kanunu Çıkarıldı
TBMM tarafından 4 Mart 1925’te kabul edildi.Hükûmete olağanüstü yetkiler tanındı, basın ve dernekler kapatılabildi.Türkiye’de siyasal muhalefet fiilen bastırıldı.
2. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) Kapatıldı
1924’te kurulan ilk muhalefet partisi, isyanla bağlantılı gösterilerek kapatıldı (3 Haziran 1925).Çok partili hayata geçiş denemesi askıya alındı.
3. İstiklal Mahkemeleri Yeniden Kuruldu
Ankara ve Diyarbakır merkezli mahkemeler hızlı ve sert yargılamalar yaptı.Siyasi temizlik süreci hızlandı.
4. Laiklik ve Merkeziyetçilik Güçlendirildi
Tarikatlar, medreseler ve tekke-zaviye gibi yapılar kapatıldı (30 Kasım 1925).Devletin dinsel otoritelerden bağımsızlaşma süreci hızlandı.
5. İç Güvenlik Anlayışı Değişti
Doğu bölgelerinde askerî birliklerin kalıcı olarak konuşlandırılması sağlandı.
“İsyan potansiyeli olan bölgeler” gerekçesiyle merkezî denetim arttı.
İÇ VE DIŞ YANSIMALAR
İç Yansımalar:
Cumhuriyet karşıtı ağ ve tarikat yapılanmaları, özellikle doğu ve güneydoğuda açık isyan kapasitesine sahip olduğu gerçeğiyle yüzleşildi.
Halkın bir kesiminde hilafet özlemi, dinî liderlere olan sadakat, yeni rejime karşı kullanılabilir hâle geldi.
Devletin doğudaki yerel otoriteyle mücadele süreci başladı.
Cumhuriyet; laikleşme, eğitim ve hukuk alanında hızlı ve sert adımlar atmak zorunda kaldı (tekke ve zaviyelerin kapatılması, şapka ve kılık kıyafet reformları gibi).
Dış Yansımalar:
İngiltere’nin Musul meselesi nedeniyle Türkiye’yi zayıflatma çabası, ayaklanma sürecinde etkin oldu.
İsyanın zamanlaması, Türkiye'nin Musul üzerindeki hak iddiasını zayıflattı.Lozan sonrası kurulan denge sarsıldı.
Yeni kurulan Cumhuriyet’in iç istikrarı sorgulanmaya başladı.Sovyetler, ayaklanmayı dikkatle izledi, Türkiye'nin batıyla denge politikasını değerlendirip temkinli yaklaştı.
SERT ÖNLEMLER NEDEN ZORUNLUYDU?
Mecliste alınan kararlar, olağanüstü değil hayatta kalma refleksinin sonucuydu.
Takrir-i Sükûn Kanunu, bir tercih değil zorunluluktur.
Cumhuriyet yeni doğmuştu; çok partili sistem ve özgürlükler, henüz bir isyanla test edilecek kadar güçlü değildi.
Laiklik, hukuk ve halk egemenliği, ancak bu isyan bastırıldıktan sonra kalıcılaşabilmiştir.
Yaşar Kaba
FACEBOOK YORUMLAR