
PIC (Peripheral Interface Controller), bugün özellikle gömülü sistemler, robotik, ev elektroniği, otomasyon, sensör uygulamaları ve endüstriyel kontrol alanlarında en çok tercih edilen mikrodenetleyici ailesinden biri olup düşük maliyetli, hızlı, kolay programlanabilir ve yaygın kullanılan RISC tabanlı mikrodenetleyiciler ailesidir. Genellikle gömülü sistemlerin beyni olarak kullanılır ve pek çok elektronik cihazın içinde bulunan PIC’in serüveni, mikroişlemci teknolojisinin erken dönemlerine kadar uzanan ilginç bir gelişim çizgisi taşır.
PIC’in üç temel özelliği bulunmakta olup bu özellikler şunlardır:
✔ 1. Harvard Mimarisi Bu özellikte program belleği ile veri belleği birbirinden ayrı olup bu sayede komutlar çok daha hızlı işlenir.
✔ 2. RISC Komut Seti -Basit ve az sayıda komut içerir. Buna bir örnek verirsek 35 komut çoğu modelde yeterlidir. -Kod yürütme süresi kısalır, verimlilik artar.
✔ 3. Geniş Ürün Gamı Bu özellikte 8-bit, 16-bit, 32-bit olmak üzere farklı nesiller bulunmakta olup hem çok basit hem çok gelişmiş uygulamalara yönelik seçenekler vardır.
PIC Mikrodenetleyicilerin Tarihsel Gelişimi
1. Başlangıç: PIC’in Doğuşu (1970’ler)
PIC mikrodenetleyicilerin ortaya çıkışı; 1970’lerin sonlarına doğru, mikrodenetleyicilerin hayatımıza girmesiyle birlikte mümkün olmuştur. İlk olarak Microchip Technology tarafından geliştirilen bu teknoloji, zamanla birçok sektörde devrim yarattı. İlk PIC mikrodenetleyici, yalnızca birkaç yüz transistör içeriyordu; ancak günümüzdeki versiyonları, milyonlarca transistörü bir araya getirerek karmaşık işlemleri gerçekleştirebiliyor.
Gelişimi süresince, PIC mikrodenetleyicilerin programlanabilirlik özelliği, mühendisler için büyük bir avantaj sağladı. Bu, kullanıcıların bu cihazları özelleştirip, farklı uygulamalara adapte etmelerine olanak tanıdı. Bir misal verecek olursak Entegre Dünyası gibi markalar, PIC mikrodenetleyicileri kullanarak, endüstriyel otomasyondan ev aletlerine kadar geniş bir yelpazede yenilikler geliştirdi.
PIC’in asıl kökeni ise General Instrument (GI) şirketine dayanır.
PIC, 1975’te “Programmable Intelligent Computer” adıyla, GI’ın tasarladığı CP1600 adlı 16-bit mikroişlemci için bir yardımcı kontrol birimi (I/O coprocessor) olarak geliştirilirken bu, ilk PIC tasarımı olarak tarihe geçecekti.
Buradaki amaç, CP1600’ün I/O yükünü hafifletmekti.
Bu ilk versiyonlar genel kullanım için olmayıp daha çok özel sistemlerde görev alan yardımcı işlemcilerdir.
2. Microchip Dönemi ve Yeni Kimlik (1980’ler)
PIC mikrodenetleyicilerin asıl geliştirildiği süreç, Microchip Technology tarafından yapılan çalışmalarla ortaya ufak örneklerin konacağı 1980’lerin başına denk gelmiştir.
O zamandan beri, bu küçük ama güçlü cihazlar, teknoloji dünyasında devrim yaratmıştır. İlk başta basit uygulamalar için tasarlanan PIC’ler, zamanla endüstriyel otomasyon, ev aletleri ve hatta tıbbi cihazlar gibi birçok alanda kullanılmaya başlanmıştır. Bu evrim, PIC mikrodenetleyicilerin gelişen teknolojiler ile nasıl entegre olduğunu göstermekte olup, mikrodenetleyicilerin tarihçesinde önemli dönüm noktaları bulunmaktadır.
General Instrument’ın mikroelektronik bölümünün ayrılmasıyla Microchip Technology (1987) kuruldu ve PIC’in gelişimi tamamen bu şirketin kontrolüne geçti. İşte asıl PIC mikrodenetleyici ailesi burada doğdu.
Microchip’in çıkardığı ilk gerçek PIC mikrodenetleyici ailesi 1989 yılında piyasaya sürülen PIC16C5X ailesidir.
Bunların taşıdıkları özellikler aynen şöyledir:
•Harvard mimarisi
•RISC tabanlı komut seti (yaklaşık 33 komut)
•EEPROM/OTP bellek seçenekleri
•Düşük maliyet, düşük güç tüketimi
Bu dönemden itibaren PIC, tek kartlık cihazlarda ucuz ve programlanabilir çözümler sunarak hızla yayılmaya başladı.
1990’larda, programlanabilir mikrodenetleyiciler ile birlikte kullanıcıların daha esnek ve özelleştirilebilir çözümler elde etmesinin sağlanması, Entegre Dünyası gibi markaların, kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi ürünler sunmasına olanak tanıdı. Günümüzde ise, PIC mikrodenetleyiciler, IoT (Nesnelerin İnterneti) uygulamalarında da sıklıkla kullanılmaktadır.
Sonuç olarak, PIC mikrodenetleyicilerin tarihçesi, teknolojik ilerleme ve yaratıcılığın bir yansımasıdır. Gelecekte, bu mikrodenetleyicilerin daha da gelişerek hayatımızın her alanında yer alacağı öngörülmektedir. Bu nedenle, PIC’lerin gelişimini takip etmek, teknoloji dünyasında önemli bir yer edinmek isteyen herkes için kritik bir öneme sahiptir.
PIC Mikrodenetleyicilerin Günümüzdeki Uygulamaları
Günümüzde PIC mikrodenetleyiciler, birçok alanda devrim yaratmaya devam ediyor. Bu küçük ama güçlü cihazlar, endüstriyel otomasyondan ev aletlerine kadar geniş bir yelpazede yer alıyor. Örneğin, Entegre Dünyası gibi markalar, bu mikrodenetleyicileri kullanarak akıllı ev sistemleri ve otomatik kontrol sistemleri geliştiriyor. Peki, bu teknolojinin sağladığı avantajlar neler?
PIC mikrodenetleyiciler, güç verimliliği, yüksek performans ve kolay programlama gibi özellikleriyle öne çıkıyor. Bu sayede, kullanıcılar karmaşık sistemleri kolayca yönetebiliyor.
Otomotiv sektöründe motor kontrol sistemleri, ev otomasyonunda akıllı aydınlatma sistemleri ve endüstriyel uygulamalarda makine kontrolü bunlara örnektir.
Bu örnekler, PIC mikrodenetleyicilerin çok yönlülüğünü ve günümüzdeki önemini gözler önüne seriyor. Gelecekte, bu teknolojinin daha da gelişmesi ve Entegre Dünyası gibi firmaların yenilikçi çözümler sunması bekleniyor. Sonuç olarak, PIC mikrodenetleyiciler, hem endüstride hem de günlük yaşamda büyük bir rol oynamaya devam edecek.
3. Genişleme ve Segmentasyon (1990’lar)
1990’ların ortalarında PIC mikrodenetleyicilerin, gelişmiş enerji verimliliği ve daha düşük maliyetlerle dikkat çekmeye başlaması onları, özellikle gömülü sistemler için cazip hale getirdi.
PIC ailesi 1990’larda farklı kategorilere ayrılarak çok daha geniş bir uygulama alanına yayıldı.
Bu dönemde Microchip, ICSP (In-Circuit Serial Programming) teknolojisini tanıtarak PIC’i devre üzerinden programlanabilir hâle getirdi; bu gelişme PIC’in küresel alanda çığ gibi büyümesine yol açtı.
4. 2000’ler: 16-bit ve 32-bit PIC Ailelerinin Ortaya Çıkışı
Mikroişlemci teknolojisinin hızlanmasıyla PIC mimarisi de ciddi şekilde gelişti. 2000’li yıllar, Microchip’in 8-bit PIC16/PIC18 serisinin ötesine geçerek daha güçlü işlemci çekirdeklerine yöneldiği ve “yüksek performanslı PIC” çağını başlattığı dönemdir. Bu süreçte önce 16-bit PIC ailesi doğdu, ardından 32-bit PIC32 ailesi geliştirildi.
Bu dönem, PIC’in yalnızca hobi devrelerinde değil, profesyonel endüstriyel ürünlerde yaygınlaşmasına sahne oldu.
5. Günümüz PIC Mikrodenetleyicileri
Günümüze baktığımızda ise PIC mikrodenetleyicileri, IoT (Nesnelerin İnterneti) uygulamalarında bile yaygın olarak kullanılmaktadır. PIC mikrodenetleyicilerin tarihsel gelişimi, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte sürekli olarak evrim geçirmiştir ve gelecekte de bu sürecin devam etmesi beklenmektedir.
PIC mikrodenetleyicileri günümüzde Microchip’in en geniş ve en oturmuş gömülü sistem platformlarından biri olup 2020’lerden itibaren gelişmeler, özellikle düşük güç tüketimi, gelişmiş çevre birimleri, mantık blokları, güvenlik ve bağlantı desteği üzerinde yoğunlaşmıştır.
Microchip bugün hâlâ PIC’i geliştirmekte ve milyonlarca cihazda kullanılmaktadır.
Sonuç olarak PIC mikrodenetleyiciler, 1970’lerde basit bir yardımcı işlemci olarak doğmuş, 1980’lerde Microchip ile birlikte rafine edilmiş ve 2000’lerden itibaren gömülü sistemlerin temel taşlarından biri hâline gelmiş olup günümüzde 8-bitten 32-bite uzanan geniş bir aileye sahip yapısıyla hâlâ en çok tercih edilen mikrodenetleyici çözümlerinden biri durumundadır.


FACEBOOK YORUMLAR