Bir çok kadın var acı çeken sürekli bir çatışmanın ortasında kayınvalide ve görümce kabusu ile
yaşayan, sevmesen de olur ama saygı göster, o da senin evlatların gibi annesinin bir tanesi.
İnsan doğduğu andan itibaren güvenli bir ortamda olmak ister, aile bir insan için uyum ve şefkat içinde
yaşadığı mutlu olduğu ya da fırtınaların koptuğu acı içinde yaşanan bir kurumdur.
ne ekersen onu biçersin,
anne ve baba çok önemlidir bir çocuğun hayatında, dengeli bir yaşam (uçlar zarar verir,)sunmak
gerekir, insan tehlikede iken bile aklı yardımı ile her türlü belayı başından atmaya yetkindir, ancak
çoğunlukla çok şiddet gören ya da aile bireylerinden birinin şiddet gördüğü bir ortamda yaşayan bir
çocuk ya şiddet gösterir ya da tam tersi içine kapanık kendini ifade edemeyen başkalarının kendi
adına karar verdiği bir kimliğe bürünür, yani iki ucu da hastalıklı, kadın ve erkek kimliğini
sağlamlaştıran ise anne ve babadır.
Kadındaki aile kavramı erkeğe göre farklılık gösterir, anne kimliğine büründüğünde ise çok önemli bir
görev alır, olgunlaşır, erkek ise kadın kadar duygusal ve yönlendirici olmayı(çocuk açısından)
istemediği için çünkü bu şekilde yetiştirilmiştir, görevin tamamını anneye yükler, ancak geriye kalan
diğer hakları vermek istemez genelde, kendi seçimleri önemlidir, kadına söz hakkı vermez, kültür gereği
böyle erkeğe göre,ve bundan çıkar sağlayan erkek hegemonyasının da işine gelir kadının eksik etek
olduğunu vurgulamak………
Anne çocuklarına şefkat verir, besler, her türlü ihtiyacını gidermeye çalışır ve ister istemez çocukla
arasında kuvvetli bir bağ oluşur,ve büyüdüklerinde özellikle de erkek çocukları ile koparılamaz bir
bağları vardır, bunun uzantısı ömür boyu devam eder, nedenini açıklayacağım aşağıda.
erkek tarafından hor görülmüş, itelenmiş kadın erkek çocuğu büyüyüp evlendiğinde gelin sıfatı ile
aileye yeni katılmış bireyi yerden yere vurmakta gecikmez, ne çelişki değil mi?, hani şikayet
ediyordun, oysa emrinde ayakları altına alabileceği ,ona yapılanların acısını çıkarabileceği bir kadın
vardır şimdi, yıllarca onay görmemiş kişiliğini onurlandıracak adeta ağzından salyalar akarak,nasıl olsa
erkek kısmından tam not alacak, ne kadar hastalıklı bir cümle değil mi?
Anne eti senin kemiği benim, vay vay, kokuşmuş et kafalılar.
Günümüze kadar devam eden gelin, görümce ve kayınvalide üçlüsünün arasındaki bitmeyen
tükenmeyen anlaşmazlık ve kavgalar hala devam etmektedir, bir erkek üç kadın , eee adam ne yapsın?
Genelde okuma yazma oranına baktığımızda kırsal kesimden gelen ve düşünce üretmeyen bir toplum
yapısına sahip olduğumuz için kadınların erkekler tarafından pekte onaylanmadığı bir kültüre sahibiz
maalesef.
Ataerkil aile yapısına baktığımızda daha küçük yaştan itibaren kız çocuğunu onaylamayan bir baba ve
bir ağabey vardır evin içinde anne de çok ilgilenemez kız çocuğu ile ve bazı ailelerde kız çocuğunu
kendine rakip gören anne adayları bile vardır, onun gibi genç görünmek, onun gibi giyinmek isteyen ve
hatta kızı doğum yaptığında kendini ispat etmek ve yarışmak adına ilerlemiş yaşına rağmen gebeliği
yaşayan bir sürü anne var, babaları da katmak gerekir tabii ki ,erkek çocuklarını kıskanan bir sürü baba
( genel kültür yapısından bahsetmiyorum burada ,istisnalar….),hastalıklı bir yapı sergileyen kadın ve
erkekler bunlar.Türk toplumunda Erkek çocukları anne için çok önemlidir ki,onu bakacak, gözetecek, koruyacak maddi
manevi ömür boyu yanında olacak ve en önemlisi onu onaylayan ve karşılık beklemeden seven boyun
eğen, geline ezdirmeyen bir varlık erkek ,kaynana onu kolay kolay verir mi geline, ya görümceye ne
demeli her fırsatta ana kız birlikte çuvaldız ellerinde garibim elin kızını ha bire sokup sokup çıkartırlar
b… çukuruna, yandaşları her zaman hazır ve nazırdır, onaylanmayan kadın tiplemeleri ve genelde
hepimizin ailelerinde onaylanmayan bir sürü kadın vardır, ne enteresan ve kaç kişilikli kadın ilginç
varlıklarız, erkek kılığında da kadın kılığında da hareket edebiliyoruz enteresan gerçekten ve o gelinde
bir gün kayınvalide olacak tabii, kısır bir döngü yumurtamı civcivden civciv mi yumurtadan ?
bu tür insanların ya psikolojik hastalıkları vardır ya da kendi hayatlarında başarıyı elde edemeyen
dengeyi kuramayan yine hastalıklı insanlardır, çünkü doğru iletişim insanı başarıya götürür ki dört
dörtlük bir yaşamda taht kuran da yoktur, yaşam şartlarını iyiye götürmek akılla alakalıdır.
Kültürel yapıya baktığımızda Çoğu dindardır ancak hem inançlı olmak hem de kul hakkına girmek
arasındaki çelişki bu olsa gerek , anlam vermek mümkün değil?
Aynı kültürde yaşıyoruz desekte Yaşam biçimleri, algıları çok farklı bir kültürlerden geliyoruz hepimiz,
anlayış ve hoşgörülü olmak ve yaşam özgürlüğü tanımak gerek insanlara,
yoksa çuvaldız elinde ona buna sallayacak kadar basit değil düşünce mekanizması, geliştirmek ufkunu
açmak, gelenek tembelliğini aşmak gerek artık, o çuvaldızın ucu bir gün sana dönecek dikkat etmek
gerek.
Bırakın artık bu işleri, aydınlatın artık düşüncelerinizi.
FACEBOOK YORUMLAR