Prof. Dr. Türk:
"İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi ve istinaf mercii İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin CHP İstanbul il başkanı ve yönetim kurulu seçimleri konusunda daha başlangıçta yapmaları gereken, görevli ve yetkili olmadıklarını belirterek açılan davayı reddetmeleri idi. Verdikleri kararlarla bir fiilî durum yaratılmıştır. CHP’nin son başvurusu üzerine yapmaları gereken ise, bu fiilî durumu tespit ederek dosyayı kapamak; Gürsel Tekin’in yapması gereken de, hiçbir anlamı kalmayan bir görevi sürdürmekteki ısrarından vazgeçmektir.”
Basında yer alan bir habere göre; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, CHP’nin kayyım atanmasının kaldırılmasına ilişkin başvurusunu reddetti. Mahkeme kararıyla 29 Eylül 2025 günü atanan Gürsel Tekin, kayyım olarak görevine devam edecek.
Bu konuda eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir değerlendirme yaptı:
“Bir değerlendirme yapmak için olayın başlangıcını anımsamak yerinde olacaktır:
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2 Eylül 2025 günü verdiği bir kararla 8 Ekim 2023 günü yapılan CHP İstanbul 38. olağan il kongresini iptal etti. Mahkeme, bu kongrede il yönetim kurulu başkanı seçilen Özgür Çelik ve diğer yönetim kurulu üyelerini tedbir olarak görevden aldı; yerlerine aralarında Gürsel Tekin’in de bulunduğu 5 kişiyi geçici yönetim kurulu olarak atadı. CHP’nin bu konudaki itirazı Yüksek Seçim Kurulu’nun hatalı bir kararıyla kabul edilmedi. Fakat Asliye Hukuk Mahkemesi’nce atanan geçici yönetim kurulu üyeleri, Gürsel Tekin dışında istifa etti. Aslında bu görev, sadece yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar söz konusuydu.
Nitekim Yüksek Seçim Kurulu’nun da uygun görüşüyle, 24 Eylül 2025 günü yapılan İstanbul olağanüstü il ve 19 Ekim 2025 günü yapılan 39. olağan il kongrelerinde Özgür Çelik yeniden başkan ve yeni yönetim kurulu seçildi. Dolayısıyla CHP’nin uygulamada ‘kayyım’ olarak adlandırılan geçici yönetimin kaldırılması için yaptığı başvurunun 45. Asliye Hukuk Mahkemesi ve istinaf mercii olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddi yanlıştır.
Aslında İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin bu konudaki kararları, görev ve yetkileri dışındadır. Anayasa’mızın ‘Seçimlerin genel yönetimi ve denetimi’ kenar başlıklı 79. maddesinin ilk üç fıkrası şöyledir:
‘Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimlerin düzen içinde yönetim ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama … görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulu kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.’
Siyasî Partiler Kanunu’nun 21. maddesinde siyasî partilerin genel merkez, il ve ilçe organları seçimleri ile il kongresi ve büyük kongre delegelerinin seçimleri yargı gözetimi altında yapılması düzenlenmiştir. Söz konusu olan ‘yargı gözetimi’, Yüksek Seçim Kurulu, il ve ilçe seçim kurularınca sağlanır. Seçimler konusunda adlî ve idarî yargı mahkemelerinin herhangi bir görev ve yetkisi yoktur. İstanbul 45. Asliye Hukuk ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi bakımından durum farklı değildir.
Kayyım olarak geçici yönetim kurulu atamaları, hiçbir yasal dayanağı olmadığı hâlde kendilerini yetkili görmelerindendir. Siyasî Partiler Kanun’un 121. maddesinde yollama yapılan Türk Medenî Kanunu’nun 427. maddesinde ‘yönetim kayyımı’ atanmasını gerektiren durumlar arasında 4. bent olarak ‘Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa’ vesayet makamının bir atama yapması öngörülmekle birlikte; CHP İstanbul ili yönetim organları bakımından böyle bir durum söz konusu değildir. Çünkü son olarak 19 Ekim 2025 günü yapılan 39. olağan il kongresinde yeniden başkan seçilen Özgür Çelik’le birlikte seçilmiş bir yönetim kurulu vardır.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi ve istinaf mercii İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin CHP İstanbul il başkanı ve yönetim kurulu seçimleri konusunda daha başlangıçta yapmaları gereken, görevli ve yetkili olmadıklarını belirterek açılan davayı reddetmeleri idi. Verdikleri kararlarla bir fiilî durum yaratılmıştır. CHP’nin son başvurusu üzerine yapmaları gereken ise, bu fiilî durumu tespit ederek dosyayı kapamak; Gürsel Tekin’in yapması gereken de, hiçbir anlamı kalmayan bir görevi sürdürmekteki ısrarından vazgeçmektir.”
(6.11.2025)


FACEBOOK YORUMLAR