Sabır ve hoşgörüsüne hayran olduğum liderlerden birisidir rahmetli Demirel.
O’nun siyasi yolunda geçirdiğim yıllar, hayatımın en kazançlı yıllarıdır diyebilirim.
Çok ve acımasızca eleştirilen bir liderdi.
Ama, kimseyi mahkemeye verdiğine şahit olmadık.
Bir vatandaşın Başbakan Demirel’e küfretmesi üzerine savcı o vatandaşı tutuklatmıştı.
Demirel avukatını çağırdı ve şu talimatı verdi:
“Belki o vatandaşımızı kızdıracak bir iş yapmışızdır. Git, onu oradan çıkar.”
Avukatı Yaşar Topçu gitti, o vatandaşı o delikten çıkardı.
O vatandaş ne mi yaptı?
Ömrü boyunca rahmetli Demirel’e olan sevgisini ve minnettarlığını anlattı.
Çokça karikatürleri çizilen bir liderdi.
O’nu çeşitli kılıklarda resmeden karikatürlerdi.
Isparta’daki müze evinde onların hepsini sergilemekten yüksünmedi.
Ve hiçbir karikatürist hakkında dava açmadı.
Bir defasında da tıpkı Fransızların unutulmaz lideri De Gaulle gibi konuştu.
Bilinen bir olaydır.
De Gaulle, hakkında eleştirel yazılar çıkmayınca Kültür Bakanını çağırmış ve şöyle demişti:
“Gazetelere bakıyorum, hakkımda eleştiriler azalmış, acaba halk bizden desteğini mi çekiyor?”
Derdi ki: “Hakkımda eleştirel yazılar çıkmıyor, karikatürlerim çizilmiyorsa üzülürüm.”
O’nun ağzından dinlediğim şu anekdot, bu günün siyasetçileri için ibret verici olmalıdır.
Kendisine yapılan haksızlıklar ve eleştiriler karşısında yumruğunu sıkmaktan başka bir tepki vermedi.
“Canımı fevkalâde sıkan olaylarla karşılaştım. Yumruğumu sıktığımda tırnaklarımın etlerime geçtiğini hissederdim.”
Tırnaklarını etlerine geçirdi ama, ağzını ve üslubunu bozmadan siyaset yaptı.
Rahmetle anıyorum.
Gazetecilik yıllarımda dönemin liderlerini yakından izledim.
Demirel, Özal, Ecevit, Erbakan, Türkeş, Erdal İnönü.
Hepsi birbirlerine saygı ile yaklaştılar.
Çok güzel izler bıraktılar.
Hepsinin mekânları cennet olsun.
FACEBOOK YORUMLAR