Hatice ÖZBAY

Hatice ÖZBAY

[email protected]

CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda Çok Kritik Gelişmeler

08 Eylül 2025 - 16:22

2 Eylül 2025 – Neden Oldu?

2 Eylül 2025 tarihinde 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve
yönetimini görevden aldı. Mahkeme kararının dayanağı, CHP üyesi ve avukat olan Ali
Kemal Yılmaz
tarafından yapılan şikâyetti. Yılmaz, Özgür Çelik ve yönetiminin parti
tüzüğüne aykırı hareket ettiklerini ve bazı idari işlemleri yetkisiz olarak gerçekleştirdiklerini
öne sürmüştü. Mahkeme, bu şikâyet üzerine, yetkili hakim Fatma Gülseren tarafından
değerlendirildi ve geçici olarak CHP İstanbul İl Başkanlığı’na Gürsel Tekin liderliğinde bir
yönetim kurulu atandı.

Kararın hemen ardından Özgür Çelik ve bazı milletvekilleri, Sarıyer’deki il binasında “nöbet”e başladı. Bu gelişme, CHP tabanında ve İstanbul’daki siyasi çevrelerde ciddi bir tepki yarattı. Gürsel Tekin ise 8 Eylül Pazartesi günü öğle saatlerinde il binasına giderek görevini devralacağını duyurdu. Ve / Eylül akşam saatlerinde gerginlikler başladı.

CHP İstanbul İl Kongresi'nin iptaline yönelik açılan davanın şikayetçisi, CHP üyesi Özlem Erkan'dır. Erkan, 6 Nisan 2025 tarihinde yapılan olağanüstü kurultayda Oğuz Kaan Salıcı'nın listesinden Parti Meclisi üyeliği için aday olmuş bir isimdir. Medyascope

Şikayet Dilekçesinin İçeriği Neydi?

Özlem Erkan tarafından verilen şikayet dilekçesinde, 8 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen
CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde usulsüzlükler yapıldığı iddia edilmişti. Dilekçede,
kongrede kullanılan oy sayısının 600 delege sınırını aştığı, ancak bu durumun yasal
mevzuatla çeliştiği belirtilmişti. Ayrıca, kongrede yapılan seçimlerin iptaline yönelik açılan
davanın bir sonucu olarak, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, kongrede seçilen İl
Başkanı Özgür Çelik ve yönetimini tedbiren görevden uzaklaştırmış, yerine Gürsel Tekin'in
başkanlığında geçici bir yönetim kurulu atanmıştır. Anadolu Ajansı

Mahkeme Kararının Gerekçesi

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, Özlem Erkan'ın şikayeti üzerine yaptığı
değerlendirmede, kongredeki usulsüzlüklerin yaklaşık ispat seviyesinde doğrulandığını
belirtmiştir. Mahkeme, bu gerekçeyle CHP İstanbul İl Başkanlığı'na geçici olarak Gürsel Tekin'i; il yönetimine ise Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap'tan
oluşan bir heyet atamıştır. Ayrıca, kongrede seçilen 196 delege de tedbiren görevden
uzaklaştırıldı.

Mahkeme Kararı ve “Kayyum” İstemi

2 Eylül 2025 tarihli 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür
Çelik ve yönetimi görevden alındı. Yerine Gürsel Tekin liderliğinde yeni bir ‘Geçici Kurul’
atanmış oldu.
Bu gelişme üzerine Özgür Çelik ve bazı milletvekilleri, Sarıyer’deki il binasında “nöbet”e başladı. Tekin ise 8 Eylül Pazartesi öğle vakti il binasına gideceğini duyurdu. Bu duyuru sonrası CHP’den arka arkaya açıklamalar geldiği sıralarda Valilik yasağıyla karşılaştık.

İstanbul Valiliği, 7–10 Eylül 2025 tarihleri arasında Beşiktaş, Beyoğlu, Eyüpsultan, Kağıthane, Sarıyer ve Şişli ilçelerinde tüm yürüyüş, miting, açıklama vb. eylemleri yasakladı. 

CHP Çağrısı ve Başkanlık Binasına Gelen Tepki

CHP İstanbul Gençlik Kolları, üyeleri / Eylül Pazar günü saat 11.00’de il binası önünde
buluşmaya çağırdı.
Bunun üzerine polis çevik kuvvet birimleri binayı ablukaya aldı; yollar kapatıldı, barikatlar
kuruldu ve TOMA’lar konuşlandırıldı. O saat itibariyle yüzlerce kişi CHP İstanbul İl binasına yürüyüşe geçti. İl Binasına ulaşanlar barikatlar önünde “Aç barikatı”, “Sarayın polisi değil, halkın polisi ol” gibi sloganlarla protesto gösterdi; zaman zaman arbede ve biber gazı müdahaleleri yaşandı.

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, durumu “tam anlamıyla bir darbe” olarak
nitelendirdi.
CHP’liler barikatları aşmaya çalışırken milletvekilleri de polisle sözlü tartışmalar yaşadı. CHP
Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır “Kim verdi bu emri biz güvenlik istemedik” şeklindeki
sorularını yönelttiği güvenlik güçlerinden cevap alamadı. “Vilayet suskun Vali telefonlara
cevap vermiyor, İç İşleri Bakanı’ndan cevap istiyoruz” açıklamalarında bulundu. CHP Grup
Başkanvekili Ali Mahir Başarır, parti binasının polis ablukasında olduğunun altını birkaç kez
çizdi. "Bu tam anlamıyla bir darbedir"dedi. Başarır, mahkeme kararının ötesinde bir durum yaşandığını ve AKP iktidarının siyaset kurumuna el koymak istediğini de ifade etti.

Birçok vatandaş gündüz saatlerinden itibaren yürüyerek İl başkanlığına ulaşıp, polis
barikatlarını aşarak binaya girmeyi başardılar. Giremeyenler saatlerce sloganlarla
dayanışarak bulundukları yerden ayrılmadılar.

Tüm bu gelişmeler, Türkiye'de bir siyasi partiye yönelik ilk kayyum ataması olarak kara ve
kalın harflerle tarihe geçti ve demokratik hakların savunulması için halkın sokaklara
dökülmesiyle önemli bir dönemeç oluşturdu.

Özgür Çelik, üyelerin il binasına girişinin engellenmesini sert bir dille eleştirerek, “CHP il
binasına gelmek her üye için görevdir, eylem ya da suç değil” dedi. CHP Genel Başkanı
Özgür Özel ise, “İl Başkanlığımız baba evidir. Ablukaya almak haneye, hanemize
tecavüzdür, bu hatadan dönün.” diyerek sert tepki gösterdi. CHP Sözcüsü Deniz Yücel de, “İl binasına giriş çıkışları engellemek hukuk dışı ve asla kabul edilemez.” İfadeleriyle
hukuksuzluğa özellikle dikkat çekti.

Vali Davut Gül, geçici kurula engel olunmasının hukuki yaptırım doğuracağını ve çağrının
“yasa dışı eylem” olacağını belirtti. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise, “Mahkeme kararlarını yok saymak, sokağa çağrı yapmak hukuka meydan okumaktır.” dedi.

Genel olarak, bir yanda CHP üyeleri ve milletvekilleri “baba evini” savunmaya çalışırken,
diğer yanda polis barikatlarla binayı kuşatmış durumdaydı. Gerginlik, yürüyüş yasağı ve
kamuoyu tepkileri İstanbul’da sürmekte olan gelişmenin önemli parçalarını oluşturdu.

7 Eylül 2025 Halk Sokaklara Döktü

7 Eylül sabahı, CHP’ye yönelik kayyum ve baskılara tepki olarak, partinin çağrısı geniş bir
yankı buldu. TİP Genel Başkanı ve milletvekilleri Erkan Baş, Sera Kadıgil, TİP İstanbul İl
Başkanı Cengiz Yeter ve Parti Meclisi üyelerinden oluşan heyetle akşam saatlerinden
itibaren İstanbul İl Başkanlığı binasına yöneldiler. Bu çağrıya yalnızca CHP üyeleri değil, sol
partililerden ve diğer demokratik oluşumlardan destek geldi. Erken Baş kişisel sosyal medya hesabından; “Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı olarak, Dayanışama sorumluluğuyla İstanbul Milletvekili olarak görev bilinciyle; ama en önemlisi ülkemizin darbe zihniyetiyle yönetilmesine karşı direnmek üzere bir yurttaş kimliğimle ben de heyetimizle birlikte CHP İstanbul İl Başkanlığı binasına geçiyorum.

Darbelere, kayyumlara, Saray’ın sopası haline dönüştürülmüş hukuksuz yargıya karşı her zaman dayanışacağız.

Hep birlikte direnip beraber kazanacağız.” Paylaşımında bulundu.

Partililer ve demokratik haklarına sahip çıkan halk polis barikatlarına rağmen sokaklara çıktı. Binlerce insan barikatları aşarak, gazlanmaya, gözaltlarına rağmen İl binasına girmeyi
başardılar.

İstanbul’da birçok cadde ve yol, saatler süren yürüyüşler nedeniyle geçici olarak kapatıldı!
Valilik, güvenlik gerekçesiyle vatandaşları uyardı ve açıklama yaptı; ancak açıklamalara
rağmen insanlar, demokratik haklarını savunmak ve İstanbul İl Başkanlığı’na ulaşmak için
saatlerce yürümeyi göze aldı.

Bu süreç; Türkiye tarihinde bir ilk olarak kayda geçti: En yüksek oy alan partiye yönelik
kayyum uygulaması ve halkın kitlesel şekilde buna karşı yürüyüşü, demokratik hakların
sembolik ve somut bir savunusu olarak tarihe geçti.

En fazla oy alan, en büyük partiye yönelik resmî müdahale ve kayyum uygulaması, halkın
demokratik tepkiyle karşılık vermesine yol açtı. Halkın kararlılığı, siyasal temsilcilerin desteği ve sokaklarda ortaya çıkan dayanışma, Türkiye demokrasisi açısından kritik bir dönemeç olarak değerlendirilebilir.

Vatandaşlar; “Halk sokakta ‘Hakkımızı gasp edemezsiniz!” ve “Demokrasi susturulamaz!”
sloganlarıyla yürüdü. Bu sözler, sadece öfkeyi değil; aynı zamanda halkın hukuk ve
demokratik haklarını sahiplenme kararlılığını da ortaya koyuyor. Keyfi kayyum uygulaması,
seçilmiş temsilcilerin iradesini hiçe sayarken, halkın bir araya gelerek verdiği yanıt,
demokrasinin fiili savunusu olarak kayıtlara geçti.

Bu olanlar sadece demokratik kurallara aykırı değil, aynı zamanda açıkça hukuk dışıdır.
Halkın iradesini hiçe sayan bu müdahale, seçimle belirlenmiş temsilcilere yönelik keyfi bir
tasarruf olarak kayıtlara geçmiştir. Üstelik hiçbir meşru gerekçe olmadan yürütülen bu
uygulama, Türkiye’de siyasal iktidarın sınırlarını zorlayan, temel hak ve özgürlükleri
doğrudan tehdit eden bir örnektir. Sokaklarda gösterilen kararlılık ve dayanışma, yalnızca bir tepki değil; hukuk ve demokrasi talebinin fiili bir sokaklara ve dışa yansımasıdır.


Hatice Özbay

#CHP #CHPİstanbulİlBaşknalığı #ÖzgürÇelik #ÖzgürÖzel #CHPİstanbul
#AliMahirBaşarır#ErkanBAş #SeraKadıgil #AlperTaş #Güvenlik #PolisEngeli #Barikat

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum