Duyar duymaz çok fantastik geliyor, değil mi? Ama gerçekte “Nükleer yakıtını tüketip patlayan ve maddelerini çevrelerindeki boşluğa çok küçük tanecikler halinde püskürten yıldızlar sayesinde oluşur. Birçok yıldızın küçük parçacıkları, gezegenleri ve Güneş'i oluşturan yoğun toz ve gaz bulutunun içinde mevcuttur.
Biraz önce Seyfi Dursunoğlu’nun yani gerçek bir yıldızın cenaze töreninden geldim. Tören sonrası Zincirlikuyu mezarlığında gözlemlediğim; bir ya da iki gün kadar önce gözyaşı döken insanların, kameralar bir ünlü ile konuşmaya başlayınca, cenaze daha taşınması için kaldırımdan kalkmadan, onunla fotoğraf çekebilmek için kuyruğa girmeleriydi. Bunu üstelik bir cenaze töreninde, gerçekten son derece duyarsız ve eğitimsiz toplum fertleri sergileyebilirdi. Ve hepsi de maalesef kadındı. Diziler ile yatıp kalkınca, bu kaçınılmaz oluyor sanırım.
Bugün, Google’ın Doodle’ı geçen sefer ki gibi Tomris Uyar’ı anma gününü şaşırmadan bizi uzayda temsil eden, Cumhuriyet döneminden yetişen ve 1969 yılında, Ay’a ilk iniş ile ilgili çalışmalarıyla Apollo başarı ödülü kazanan, ve Nasa’da görev yapmış ilk Türk kadını Dilan Eryurt’a yer verdi.
Biz kendi, kendimizi bilmiyoruz ama elalem, bizler hakkında her türlü bilgiye vakıf. Üstelik dünyaya katkıda bulunmuş bilim insanlarını hiç unutmuyor.Yaşasa biz ondan fotoğraf istemezdik! Kadın ne yaptı ki?
Bilim insanımız, Dilhan Eryurt (1926-2012) 29 Kasım 1926 yılında İzmir'de doğdu. 1944'te Denizli milletvekili olarak TBMM'ye giren Abidin Ege, babasıdır.
1946 yılında İstanbul Üniversitesi Yüksek Matematik ve Astronomi Bölümü'nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi'nde astronomi bölümü açmak üzere görevlendirilen Tevfik Oktay Kabakçıoğlu'nun yanında iki yıl boyunca fahrî asistanlık yaptı.
1959'da Uluslararası Atom Enerji Ajansı'nın bursuyla iki yıllığına Kanada. Sonra Amerikan Soroptimist Federasyonu bursuyla ABD'de Indiana Üniversitesi'nde görev aldı. Üniversiteye bağlı Goethe Link Gözlemevi'nde yıldız modelleri yapmakla tanınmış, Prof. Dr. Marshall Wrubel ile çalıştı.
En önemli çalışması ise; Goddard Enstitüsü'nde yaptığı çalışmalar ile Güneş hakkında o zamana kadar yanlış bilinen gerçekleri gün yüzüne çıkarmasıydı. Çalışması mevcut güneşin parlaklığının oluşumundan bu yana artmadığını, esasen geçmişte çok daha fazla parlak ve sıcak olduğu olgusuydu. Bu farkındalık, yeni başlayan uzay çalışmalarında gidişatı etkileyecek bir bilgiydi. Ve bundan dolayı da ilk ödülünü 1969 tarihinde aldı. O kadar başarılı oldu ki her yabancıya tanınmayan hak kendisine verildi ve Eryurt, kıdemli olarak çalışmalarına enstitü merkezinde devam ettikten sonra da yeni çalışmalar için California Üniversitesine gönderildi.
Ülkesine 1968 tarihinde geldiğinde, ODTÜ’de bir yıl süre ile görev yaptı. TÜBİTAK destekli I.Ulusal Astronomi Toplantısı’nı düzenledi. 1969’dan, 1973 yılında kadar bilimsel çalışmalarını sürdürdü ve 1973 senesinde ODTÜ Fizik bölümüne dönerek, Astrofizik ana bilim dalını kurdu. Seksenlerin sonlarında Fen Edebiyat Fakültesi dekanlığı görevini beş yıl sürdürdü.
Tabii özellikle bizim gibi az gelişmiş ülkelerde; astrofizik demek, direkt astroloji yani hangi burç olduğumuz, manasını bulmak ve ona göre karşılaşacağımız kişilerle anlaşıp, anlaşamadığımızı hatta daha da ötesi “geleceğimizi” bilmek demek! Yanına da kahve falı olursa, mükemmel olur.
Ama dünya nasıl da biliyor ve Türk gök fizikçi diye Doodle ile anıyor.
Seçimler iyidir. Doğrusu da, yanlışı da sizi siz yapar. Geleceğiniz bu şekiller ile yerini bulur. Bir cenazede, kim olursa olsun kaldı ki topluma bu kadar mal olmuş; mertliği, söylenmeyenlerin sözcüsü, zekâsı ve insanlığı ile örmek olan bir insanı, onun değerini, anında bir başka şey için feda edebiliyorsak ve bunu yine toplumu inşa edecek kadınlar yapıyorsa… Burada bir ciddi “değer” sorunu vardır. Olayın psikolojik boyutuna hiç girmiyorum.
Yıldızları siz seçersiniz. Ama kendinizin bile değerli bir insan olduğunuzu unutursanız, sistem ve sistemin araçları size her şeyi “değerli” gibi gösterebilir.
Yıldızınız parlak, seçimleriniz isabetli olsun!
EMEL SEÇEN, 20 Temmuz 2020, İstanbul
FACEBOOK YORUMLAR