Küçüktüm, evde de okulda da eğer dışarıda, herhangi bir yerde, bir öğretmen görürsek ki bu bizi okutması şart değildi gördüğün yerde yanından geçerken, başını hafifçe öne doğru eğer bir saygı göstergesi olarak selam verir o da sana karşılığını verirdi. Çok çok istisnaydı bir öğretmenin senin selamına selam vermemesi. Hatta ve hatta, bazı öğretmenler durur konuşur hafifçe başını okşar. Hatırını sorar. Ailene selam söyle bile derdi. Biz böyle büyüdük…
Rahmetli babam, birisi doğru dürüst bir iş yapmadığında ya da saçmaladığında en kötü lafı “Hay size diploma veren öğretmene! ” derdi. Tabii kendileri okul bitirme sınavlarından, yokluklardan gelmiş, savaş görmüşlerdi ancak en önemlisi de başta insanlık ve gerçek eğitimi görmüş olmalarıydı. Bu kutsal görevin topyekun bilincindeydiler. Mustafa Kemal Atatürk devrimleri sonrasındaki Cumhuriyet kazanımlarının en temel taşı eğitimdi çünkü. Savaştan çıkmış, sefalet içinde bir toplumu eğitip, dönüştürerek, yetenekleri keşfederek “yaparak öğrenme” yöntemi ile gelişime açılan Köy Enstitüleri, bu ülkenin başına gelmiş en büyük hediyelerden biriydi. Toplumsal mücadele içinde köy büyürken bir yandan da meslek sahibi olan Köy Enstitülü öğrenciler hem paylaşımı, hem aile olmayı hem insanlığı öğrendiler. Aynı zamanda öğretmenlik mesleği dışında da ileride işlerine yarayacak birçok meslek…
Bu yazı işte bu güzel elleri öpülesi insanlar için.
Aydın Ortaklar Köy Enstitüsü, Kızılçullu Köy Enstitüsü öğrencilerinin emekleri ile Aydın Ortaklar Adabelen denilen yerde kuruldu . Oradan mezun öğretmen olan ve öğretmenleri olan binlerce insan, içlerinden çıkan gönüllü birkaç öğrencinin katkıları ile2001 yılında bir dernek kurdular.Dernek, İzmir ilimizde ADABELENLİLER , Adabelenliler (Ortaklar’lılar) adı ile uzun yıllardır da dergi çıkarıyor. Ve yıllardır da o güzel atmosferi yeniden yaşayabilmek ve yaşatabilmek adına her sene 16 Mart tarihinde Kurufasülye Pilav günü olarak toplanıyorlar.
Her 16 Mart tarihinde İzmir’den…Aydın’dan…Muğla’dan…Antalya’dan…Manisa’dan yürekli, vefakar, cefakar, emekli, aydın ve Cumhuriyet sevdalısı. Kendine emek veren okuluna vefa borcu başta olmak üzere ve can bulmak için yeniden bir araya gelir. Herkes bilir ki bugün İstanbul’da en bildik okul adı ile bile Köfte günü, pilav günü yaplıyor yarın bu sizlerine başına gelmeyecek mi? Önce bunu düşünmek lazım ama hepsinden önce Aydın Valiliğince ve Aydın Milli Eğitim Müdürlüğünün de görüşlerine uyularak İPTAL edildi bu güzel gün.. Sudan sebepler ile… Yani şu yazı yazılırken onlar okul bahçesinde birbirlerine sarılıp hasret giderip sonra da o çocukluklarında ki gibi şen sofralarına oturacak, yeri gelecek aralarından erken gidenler için gözyaşı dökecek yeri gelecek akıllarından hiç çıkmayan o güzel anıları paylaşıyor olacaklardı. Çalındı işte bu güzellik! Binlerce insan kalbi kırık ve buruk. Yutkunup kaldılar öylece…
Ülkemizi ayakta tutan tüm değerler devşirilirken, bir umut buldukları yeniden çocukluklarını, eski günlerini aynı coşku ile harmanladıkları, bu koca koca eğitimcilerden ne istiyorsunuz?
Kim büyüttü sizleri?
Kimlerden öğrendiniz büyüklere saygısızlık etmeyi?
Onlar kimseye zararı olmayan, o anı yaşamaya çalışan dolu dolu, feleğin çemberini dört kez geçmiş. Nakış nakış yaşamı dokumuş insanlar. Ondan da öte bu ülkeye eğitmenlik öğretmenlik gibi kutsal vazife sunmuşlar.
İadei itibar var ya, alın bu güzel insanların gönüllerini …Yaşatın yeniden o kokuyu.
Fasülye bahane, bir kahvenin kırk yılı hatırı var diyen atalarımız boşa demediler.
Yarın bu insanların ahını almak niye?
Emel Seçen
FACEBOOK YORUMLAR