Nerelere gidelim?

Güzel ülkem, yalnız ve hâlâ Atasına lâyık olmaya yurttaşları ile yoluna devam etmeye çalışan gariplerim.

Artık seksenine doğru yolu yarılayan Anneciğim öyle diyor: “Nerelere gidelim?”
Tüm bu kokuşmuşluklardan yılmış olarak, tam rahat edeceği zamanda başka bir çirkinliği kaçınılmaz şekilde görüyor, duyuyor, zorunda kalıyor. O bir Cumhuriyet Kadını, okuyan, herkesi ayırmadan anlamaya çalışan sevgi dolu ve ne darbeler ne çaresizlikler görmüşte şimdiki gibi hiç soluksuz kalmamış.

Gariplerin ahi büyüktür, mazlumun duası elbette kabuldür. 
Ortalık tufan ötesi sımsıkı tutunun bu türbülanstan sağlam çıkmak zor.
Kendimizden şüphemiz yok!
Mesele ahlaksızlık boyutu, buna bağlı eklemlenmiş olarak ta başta edepsizlik olmak üzere her yolun mubahlaşmasından dolayı. 
Her türlü çirkin işlerin sorumlusu ya da bunu işi gereği yapan kişi yani anlatıcı diye ifade ediyorum, dün kendisinin yanında yol arkadaşlarının olmadığını görünce 'Şansınızı zorlamayın... Evinde kimin kalp krizi geçirdiğini açıklarım 'dedi.
Sonra sosyal medyadan koskoca Türkiye 'de bir tek isim cevap verdi. Vallahi X deseydi, her X bunu kendi üzerine alır mıydı, bilinmez. Ama o açıklama üzerine anlatıcı, bir kadın ile muhatap olduğu için özür diledi ve sizi kast etmedim, dedi.
Bu X'ler, acaba İstanbul Sözleşmesi iptalinde ses vermiş miydi?
Mesele bunları gözde büyütmek ama onlar kendi başlarına değil birileri tarafından büyütülüyor. 
Gelelim ahlâka. 
Kimsenin bekçisi değiliz ama diyoruz ya fabrika ayarı ve kendini bilmek, edep.
Her erkeğin Osmanlı 'dan beri harem ve canım nasıl isterse öyle hareket ederim, karşımda ki emir erimdir, kadın nedir ki anlayışı ile yetişmiş, kendisinin elinin kiri ama söz konusu kadın olduğunda ağza gelmeyecek yakıştırmaların muhatabı, Kadın. 
Hani Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'ün anasına varana kadar yakıştırmaların yapıldığı kadın. Kendi annelerini en güzel mezarlara, mezar taşlarına yakıştırdıkları, kadın aynı kadın oysa, Anne!
Erkek yapacak ama kimle yapacak? Elbette kendi çapında ki yani yüzde yüz ahlâk değerlerine denk olarak;  bunun içine ekonomik, psikolojik, bilinç altı, cinsellik, konum, yer edinme, mal edinme vs vs geliyor.
Bugün hangi kadın, bu erkekle hangi koşulda birlikte olmayı göze alıyorsa işte o edep noktasından asılıyoruz. 
Çürüme içerde ve kokuşmuşluk gün ve gün ilerliyor. Bunlar sözüm ona “AİLE” dedikleri toplumun en küçük birimi ve bu birimin gerçek üyelerinin yüzüne hatta aynada kendi yüzlerine ne şekilde bakabilmekteler?
Demek ki herkes birbirinden haberdar. Al gülüm ver gülüm hesabı, sıkıntı yok yani!

Sıkı tutunun değerlerinize...
Daha önce yazdım, bir adamın kadınına verdiği değer topluma verdiği değer ile aynıdır. 
Kadının aşağılandığı ve baş tacı edilmediği,  kadının bir erkek tarafından kendisine yapılan bu olguyu reddetmediği sürece bu böyle gidecektir.

Erkeklerin dilinde bir söz vardır ' Kaçak et kesmek!'
Bu ne oluyor, evli ya da beraber olduğu kadın varken başka biri ile beraber olmak.
Yani aslında her kim olursa olsun kadın önce zihinsel olarak bir et parçasından başka bir şey değil. Zihniyet bu!
Allah rahmet eylesin lisede Biyoloji Öğretmenim Zehra Hanım, derste beyin kanaması geçiriyor ve öğrencileri tarafından yakın olması avantajı ile Cerrahpaşa Hastanesinde, tedaviye alınıyor, kurtarılıyor ömür boyu minnettar kalıyor öğrencilerine. Ve vücudunun bir kısmı yarı felçli bir müddet sonra derslere Şişhane 'de ki evinden otobüse binip öğrencileri için geliyor, üstüne olmaz denileni yapıp birde olamaz, dedirtip bir kız çocuğu doğuruyor, Sevgili Ece.
Şimdi bu değerli Öğretmenim o kadar mücadele sonrası eşi ve kızı ile tatil dönüşü trafik kazası geçiriyor ve arabadan sağ çıkamayan tek kişi oluyor. 

O demişti ki yıllar sonra evinde oturup benim için hazırlayacağı tabii hızlı hareket edemediği için sabah beş de kalkıp namazını kıldıktan sonra yaptığı kek ile çayı içerken. 
'Eti as duvara eninde sonunda bir sinek gelip konar ya ete ya kokuya işte erkeklerde böyle bakıyor çoğu kadına. O yüzden kadın, kadınlığını bilecek'

Diyeceğim o ki bugün çok namuslu, mutlu, mesut ve çocuklu… Erkek ya da kadın gibi görünen gölgelere,  bu tilkilerin kuyrukları birbirlerine değmeden dolaşıyorlar. 
Hiç de hicap duymadan hem de.
Çünkü sistem bu diyorlar.
Sıkıntı yok ! Onların ahlak hudutlarında daha doğrusu onlarda ne ar ne hudut var.

Yani günümüz sisteminin bir diğer eklemi. Sistem, sistemi duvar duvarları örmeye devam ediyor. Alan memnun satan memnun.
Siz tatlı canınızı hiç üzmeyin sakın ha!

Arındırın kendinizi, uzaklaşın yeni sistemi siz oluşturun. 
Sıkı tutunun değerlerinize, kim ne derse desin kişi aileden öğrenir, görür ahlâkı. 
Ve doğa koordinatları X ile Y arasında ki eksiler ile artıları atom gibi ayrıştırır. 
Buna değmez mi?
Size değmez mi?
Sözüm önce gerçek kadınlara...

Emel Seçen, 27 Mayıs 2021,İstanbul