Dün ki yazımızda, ‘vicdan tarihi’ deyip:
Gözünle soyduğun, elinle çaldığın, dilinle harcadığın her şeyi bilir. Demiştik.
Güneşe tapmaktan, dünya döndükçe dinler motifi üzerinden insanlığın kendini ifade edebilme şeklini, Türkiye ve Anadolu zenginliği ile anlatmaya çalıştık.
Konstantinapolis; Roma İmparatorluğu (330-395), Bizans İmparatorluğu(395-1204/1261-1453), Latin İmparatorluğu(1204-1261), Osmanlı İmparatorluğu(1453-1922) ve şimdiki adı ile İSTANBUL.
Hala herkesin gözbebeği, olmaya devam eden. Sadece İstanbul’da fetih sonrası camiye çevrilenler:
-Atik Mustafa Paşa Camii(Ayvansaray)-II. Beyazıt dönemi.
-Pammakaristos (Çarşamba)-Fethiye Camii-III.Murad, 1590 tarihinde cami, sonra müze, 1960’da camii.
-Lips Manastırı(Fatih)-Fenari(Molla) İsa Camii-II. Beyazıt,15.yy.
-Pantepoptes Manastırı 1081-1087(Zeyrek)-Eski İmaret Camii,15.yy
-Pantokrator,12.yy-Zeyrek Camii,15.yy
-Kristos Pantepoptes Kilisesi,(Ayvansaray)tarihi bilinmiyor. II. Beyazıt dönemi camiye çevrilmiştir.
-Aziz Teodoros Kilisesi,11.yy sonu-12.yy başı.(Vefa)-Vefa Kilise Cami İstanbul’un fethi sonrası Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocası Molla Gürani tarafından camiye çevrildikten sonra İstanbul’un ilk müftüsü oldu. Uzun süre onun adıyla devam ettikten sonra 1883’de yangında ağaç kısımları yok oldu. Cumhuriyet döneminde, 1937’de onarım gördü. Mozaikleri yeniden keşfedildi, restore edildi.
-Ayia Teodosia,10 ya da 11.yy. yapıldığı düşünülüyor. (Ayakapı)-Gül Camii,1499
-Khora Hristos Sofiras,(Edirnekapı) 6.yy. Fetihten sonra camii. 1945’de Kariye Müzesi ve 2019 tarihinde Danıştay kararı ile camii.
-Teotokos Kiriotissa,(Vefa) 9 ya da 10.yy Fetihten sonra, Kalenderhane Camii. Kalender Tarikatına mensup dervişlerden tarafından kullanılmış.18.yy da Saray ağası Maktul Beşir Ağa tarafında camiye çevrilmiş. Yangın ve deprem sonrası, hasar 1854 yılında giderilmiş. 1930’da minaresine yıldırım düşünce çökmüş.1966 ile 1975 yılları arasında Harward Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi tarafında bir dizi kazı ve araştırma sonrası, 1968’de ibadete açılmış.
-Aya İoannes Prodomos (454) Vaftizci Yahya Kilisesi(1293)-(Yedikule)İmrahor Camii. II. Beyazıt döneminde İmrahor İlyas Bey tarafından camiye çevrilmiş.1782 yangın ve 1894 depremde çok büyük hasar görüp,1908’de çatısı çöktükten sonra manastırın zemininde Rus Arkeoloji Enstitüsü açılmış.1917 Rus Devriminden sonra iptal olmuş.
-Ayios İoannis,11 ya da 12.yy (Çarşamba)-Hirami Ahmed Paşa Camii.1586 tarihinde aynı adlı paşa tarafından camiye çevrilmiş.
-Aya Sergios ve Bakos kilisesi (527-536), (Çatladıkapı)-KüçükAyasofya, 1497, Topkapı Sarayı Ağası, Hüseyin Ağa dönemi camiye çevrilmiş(II. Beyazıt)
-Mirelayon Kilisesi,10.yy.(Laleli) Bodrum Camii 15.yy da II. Beyazıt dönemi, Sadrazam Mesih Paşa tarafından camiye çevrilmiş. Bulunduğu yerde 5.yy ‘a ait rotunda bulunmakta ki bu da İmparator Romanos Lekapenos’un bunun üzerine kiliseyi inşa ettiği düşünülüyor.
-Aziz Paolo /Domenico Kilisesi(1200),(Galata) İstanbul’un tek gotik kilisesi. Fatih tarafından 1475’te dönüştürülmüş ve Endülüs Araplarını çevre mahallere yerleştirildikten sonra Arap Camii adını almıştır.
-İsakapı Mescidi, (Cerrahpaşa) eski adı bilinmiyor. Cami, 1560.
-Kefeli Mescidi,(Karagümrük) eski adı bilinmiyor. 1626, mescit.
-Sancaktar Mescidi (Cerrahpaşa) eski adının Gastria olabileceği düşünülüyor.
-Manastır Mescidi (Topkapı) eski adı bilinmiyor.
Görülüyor ki tarih ve uygarlık dönüştükçe güneşe tapan insan. Tanrıyı bulabilme arayışı içinde hep yeri kendince korumaya çalışıyor da, özü koruyabiliyor mu? Allah, tanrı, rab, yaradan hangi dinden olduğumuza değil yüreğimize ve vicdanımıza bakacak. Hali hazırda ölmeden bakıyor zaten. Size bir iç ses durmadan sesleniyor. Doğru, yanlış, Yap, yapma. Seçim sizin.
Ama misal verdiğim Sümbül Efendi Camisinde, her aşure ayında Alevi vatandaşlarımız geliyor. Halı hazırda burada yaşayan çoğu kişiler bile bilmiyor. Olsun, onlar aşurelerini yine de dağıtıyor.Ayrıca bir önceki yazıda belirttiğim gibi aynı alanda, Bizans kralının kızı yatıyor. Müslüman olmuş. Müslüman Müslümanı sırtından vurup, iktidar ve hırs uğruna Muavviye olup, Kerbela’ da din kardeşini aç, susuz bırakınca ölümden kurtulan peygamber torunu esir düşüyor, Kral’a. Kral hiçbir şey yapmıyor, manastırda yaşamaya devam ediyor, babası katledilen Müslüman torun.
Hepsi aynı kapıda.
Hepsi aynı toprakta.
Medeniyet denen şey, insana evrilmek. Daha çok kendini tanrı yapmak değil!
“Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekâyı geliştirmektir.” Mustafa Kemal Atatürk
Bu da bize gösteriyor ki yapılması gereken, hiç yorulmadan ve soluksuz kalacağını bilerek yol almaya devam etmek.
Aydınlık yarınlara ermek umudu ile.
Kaynak: Sennur Sezer-Adnan Özyalçıner, Üç Dinin Buluştuğu Kent İstanbul, İnkılap Y., İst. 2003
EMEL SEÇEN, 25 Temmuz 2020, İstanbul
FACEBOOK YORUMLAR