Emek vermeden kazanılmış her hakkın kıymeti, kaybettikten sonra anlaşılır.
Survivor tesettüre girmiş. Bu çok önemli mi? Elbette değil.
Çünkü büyük çerçeveden bakmak lazım. Kişilerin, çoğunlukla bilim insanlarının gözlem ve deneylerine dayanarak, yeni varsayımları benimseme süreci olarak ifade ettiğimiz… Tümevarım.
Daha anlaşılır hale getirirsek; tekil, özel olandan genel olana giden yöntem. Dolayısı ile Türk Medeni Kanunu tarihine bakarsak önce : 17 Şubat 1926.
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da “ Kadın İnsan mıdır?” konu başlıklı seminerin gerçekleştiği tarih: 23 Şubat 2016
Arada geçen yıl tam 90!
Doksan sene…
2017 yılının sonlarına doğru Suudi Arabistan Kraliyet divanı yayınladığı kararname ile
“ bundan sonra kadınların ehliyet alarak araç sürmesine” izin verildi. 2018 yılının ortasında bu yürürlüğe geçecek. Suudi hanımlar gün sayıyor. Ve araba rengi belirliyorlar.
Başka neler var demeden önce dünya da ve Avrupa’da başka ülkeler henüz bunu akıl süzgecinden geçirememiş ya da geçirmek istememiş olarak, tercih yapıp TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI’ nın Mustafa Kemal Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet kazanımları olarak verildiği tarih kaç:
5 Aralık 1934 !
Mevcut düzenden her gün daha fazla kum saatinin o yöne akması sağlanmaya çalışılan Suudi Arabistan’da ki kadınların genel yaşam hakları neler?
-Kadınların çalışması yasak olmasa da, bir kadının işe girebilmesi için sağlanması gereken kurallar var: 1. Kadının yaşamak için paraya ihtiyacı olmalı. -Suudi Arabistan, kadınları iş hayatına kazandırmak için sadece kadınların çalışmasına izin verilen kentler inşa ediyor. Ülkede çalışan işgücünün sadece % 5'i kadındır, onların da genelde erkeksiz ortamlarda çalışmalarına izin verilir. Kadın işgücünde dünyada sonuncu sıradadır. -Kadınlar kasiyerlik yapabilirlerken yayınlanan bir fetvayla kadınların kasiyerlik yapmasının, akrabaları olmayan erkeklerle aynı ortamda bulunmaları anlamına geldiği ve bunun şeriata aykırı olduğu belirtilmişti. -Kadınlar üniversiteye gidebiliyor, ancak erkeklerden ayrı eğitim almaları şart. Eğitmen erkek ise dersi ancak video/audio sistemi aracılığıyla izleyebiliyorlar. -Devlet tarafından oluşturulan din polisleri, kadınları hayatın her alanında gölge gibi takip edip şeriata uygun davranıp davranmadıklarını denetliyor. -Mahkemelerde iki kadının tanıklığı bir erkeğinkine eşdeğer görülüyor. -Kadınların yargıç olmasına izin yok. Yüksek devlet görevlerine de atanamıyorlar. -Evlenecek kız ve oğlanlar birbirlerini göremezler. Oğlan annesi gidip kızı görür, beğenirse ister. -Bir kadının yanında kendisine eşlik eden erkek bir akrabası olmadan taksiye binmesi ahlaksızlık olarak görülüyor. -Yanlarında kendilerine eşlik eden bir erkek yakınları olmadan bankaya girmeleri yasak. Bu yüzden, kadın müşterilerin işlemlerini yalnızca kadın görevlilerin yapabildiği kadınlara özel banka şubeleri açılıyor. Kadınlar, kocalarının izni olmadan çocukları adına ayrı banka hesabı açamıyor. -Açık lokantalarda yemek yemesi işkencedir. Peçe altından yemek ve içmek zorundadırlar. -Kadın ve kızların aile kısmı olmayan kafe ve lokantalarda oturmasına izin verilmemektedir. Hatta oturmak şöyle dursun kadın kasası ayrı olmayan fast foodçulardan paket siparişi bile yapamamaktadırlar. -Suudi Arabistan’da kadın ve kızlar, yabancılar da dahil, siyah giyinmek zorundadırlar. Giysileri ya çarşaf ya da abaye olacak, başları kapalı olup ayakları görünmemelidir. - Suudi Arabistan'da bir kadın kocasına kahve yapmazsa bu boşanma nedeni. -Boşanma ya da dul kalma durumunda, bir kadın erkek çocuğunun velayetini en fazla yedi yaşına kadar, kız çocuğunun velayetini de dokuz yaşına kadar elinde tutabiliyor. Tamam, enseyi karartmayalım mı? İyi şeyler de var tabii ki. Mesela Dünyada olimpiyat oyunlarına kadın sporcu göndermeyen tek ülke Suudi Arabistan, 2012 Londra Olimpiyatları'na kapalı bir kadın sporcu göndermişti. Nükhet Duru’nun seslendirdiği eskilerde kalan güzel bir parça vardı. “ Rastık çekerek Mahmure… Yaşar yuva da kuş gibi... Sek sek sekerek Mahmure.” Rastık çekecek, görülmesi yasak. Haliyle ehliyet alıp, bir araç kullanabilmesi müthiş bir şey! İnanın daha olumlu, insani aşamalar gerçekleşse. Bu gün daha iyi, kıymet bilir. Sahip çıkar. Bazen bir Nene Hatun, bir Kara Fatma olamadığımızı düşünüyorum. Neden biliyor musunuz? Babamın bir lafı vardı “ Dökme su ile değirmen dönmez!” Yani çoğu kişi, hemcinslerimiz daha neye sahip olduğunun farkında değil. Müftülere nikâh kıyma yetkisi veren yasal düzenlemenin ayrıntıları yönetmelik değişikliği, 1 Aralık 2017 tarihinde belli oldu. Evlendirme Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, yasadaki “müftülere” değil “müftülüklere resmi nikâh kıyma yetkisi” düzenlemesi genişletildi. Artık resmi nikâhı sadece belediye başkanı veya başkanın yetkilendireceği nikâh memuru değil, müftüler ve müftülerin idaresinde çalışan tüm imamlar kıyabilecek. Hangi imamların evlendirme yapabileceğini İçişleri Bakanlığı belirleyecek. Ayrıca yeni düzenlemede, 2015’te Anayasa Mahkemesi kararıyla Türk Ceza Yasasından çıkarılan, “resmi nikâh olmadan imam nikâhı yapılması” ve “evlilik cüzdanını göstermeden imam nikâhı yapılması” suçları da yönetmelikten de çıkarıldı. Bakmayın son günlerde ısıtıp ısıtıp servis edilen; fetva alametlerine, sözde akademisyenlerin ana haber bültenlerine taşınarak, halkın gülmesine alay etmesine. Ve gündem belirlemesine. Nabız böyle yoklanıyor işte. Bazıları da sözde hakkını savunuyor telaşı ile dilinde bütün gün bu nakaratlar, sanki bilinen mevzuyu konuştukça aydınlanılacak! Çözüm üret önce! Yangına odun taşıma. Bir yanda ürolojik bölgesi ile usu yer değiştirmiş, ciddi sağlık sorunları yaşayanlar. Bir yanda emperyalist güçler tarafından çeşitli taktiklerle nabız yoklamalar. Bir yanda omurgasızlar. Dilinde pelesenk olmuş söylemler. Ne kalbi, ne aklı inanıyor. Bir yanda da gerçekten ama gerçekten ayakta durmaya çalışıp, hiçbir örgüt içerisinde direkt olarak bulunmayan. Tıpkı Mustafa Kemal gibi beyni ve ruhu ile tam takım, örgüt, atardamarından toplardamarına kadar DEVRİMCİ, sadece inandığını yapabilen, yapmaya gayret eden. Önce insan. Evrensel ve doğayla da bir bütün. Aklın yolunu takip eden azınlık. Onlardan biri olarak. Bana öncelikle seçme ve seçilme hakkımı verdiği için. Hazıra kondum evet, böyle güzel bir Cumhuriyet ve kazanımlarını emanet ettiği için; Kurtuluş Savaşında tek yürek olan başta Mustafa Kemal ve kadın, erkek ve çocuk tüm silah arkadaşlarına sonsuz şükran ve minnet duygularımı ifade etmeyi, son nefesime kadar aydın insan olarak kalmaya çalışacağımı bildirmeyi bir borç bilirim. Kadın olmanın, emek ve üretimden yana olan verginliği, şefkati, anneliği, eşliği, kız kardeşliği, ablalığı, teyzeliği, halalığı ve candaşlığı, yaşamama fırsat verenlere minnetle… Emekçi Kadın Günümüz Kutlu Olsun… Ülkemde ve dünyada kadının aydın ve saygın yere ulaşması emelimle… Emel Seçen
FACEBOOK YORUMLAR