Yeni yıl.
Yeni düşünceler… Çocukluğumuz tadında ki bayramlık elbiseler misali, dilekler…
Her başlangıç yeni bir kapıyı açarken, içine girecekleri ile çıkacakları da belirler aslında. Uzun uzun yazma taraftarı değilim, duygulu insanlar ve kelimeleri böyle bolca yazmayı sevdiğimiz için bazen gerçekten içimizi fazla akıtıyoruz. Karşımızdakilerin ruh hallerini, duygu ve düşünlerini bilmeden. Belki de bilmeye çalışarak. Onun için yıllardır gözlemlediğim kumrulardan yola çıktım. Çünkü her yerde buldu beni o kumrular…Yalnız kaldığımda, kalmadığımda, sevinçli yolda yürürken sokak arasında, bazen düşüncelere dalıp giderken, ve kanatlarını kullanmadılar. Uçmak yerine yanıma konmayı seçtiler, içimde ki duygumu bilir gibi…Yürüdüler,camdan bile izlediler öylece.
Hayvanlar düşünür mü? En son yazdığım roman da “ Siz hiç kendinizi bir kumrunun gözlerinde gördünüz mü?” diye soruyordum. Bu bir gerçekti. Çünkü bana göre her yaratılmış, doğa ile bir bütün ve kendi benzeri yani kodlarında ki canlı, kendi yansıması olarak karşısına çıkıyor.
Kumru denen canlı; diğer yırtıcı ve hergün görmekte olduğumuz kuşlardan çok farklı bir var oluş sergiliyor. Bir kere temiz, naif, sevimli, kırılgan hep bir ürkek aslında. Kolay kolay güvenmiyor, güvenirse bağlanıyor. Hep tetikte doğası gereği , çünkü önüne bir lokma koysanız, biliyor gibi çünkü fırsat kalmıyor hiç, cazgır diğer kuşların tüm hırçınlıkları ile bulundukları alanın tozunu dumana katıveriyorlar bir anda. Öyle de güzel katıyorlar, üstelikte bunu size bir güzel sunuyorlar ki. Zaman geçince şaşıp kalıyorsunuz. Sonra Kumru gibi böyle uzaktan bakıyorsunuz o zaman dilimine. Ama size güvenini sağlarsanız o sizden cesaret alarak kargaya da yeri geldiğinde saksağan kuşuna bile kafa tutabiliyor.
Herkesin çok konuştuğu, hep biliyor tezinde olduğu, savunduğu ama real de gerçeğe dökemediği gerçeklikten uzak tüm maskelerin eski yıl ile çıkıp gitmesini diliyorum, kendi adıma değil İNSANLIK adına. Çünkü bir şekilde her bir canlının davranışı diğer yaşam türünü olumlu ya da olumsuz etkiliyor. Kimsenin kötülüğünü istemeyen, paylaşımcı, arınmış, kendine çeki düzen verip bir silkelenmiş ve ne istediğini bilen, ona göre yolunu belirleyen ve el uzattığı toplumun her taşına bereket, mutluluk ve bunun doğası gereği olumlu hareket katabilen bir yaşam sunabilmesini diliyorum.
Hepimizin yaşamı aslında kim bilir kaç kanat vuruşluk? Yapsan da gideceksin yapmasan da amma sevmek önce kendini sevmekle başlar. Sonra diğer yaradılmışlara doğru ibre döner. Dolayısı ile kendini sevmeyen asla başka bir canlıyı sevebilmesi mümkün değildir? Siz bir yandan barınaklar yapıp diğer yandan top-tüfek savunamazsınız. Hatta onlar bile kendi içinde ayrılır benden olan, olmayan olarak. Dolayısı ile kendimizi sevebilmeye niyet ediyorum ve bu doğuş tüm dünyaya yansıyacaktır.
Daha kalıcı ve adil paylaşımların, insana yakışır eylemlerin gerçekleşeceği. Kimsenin Martı gibi sertleşmeyeceği, Karga gibi kurnazlık etmeyeceği, Serçe gibi tellaşlı olmayacağı… Elbet de herkes bir Kumru kuşu olamaz. Bu ayrı bir ruh esasında ama yine de daha sevgi dolu bakabilmelerini diliyorum.
İnsanlık adına yakışır, geri dönüp bakıldığında gelen yılın hüznü çağrıştırmadığı bir zaman olması dileğimle. Arzu ettikleriniz gerçekte yerini layığı ile bulsun. Ve Kumrular da gülsün…
Emel Seçen
FACEBOOK YORUMLAR