Emel SEÇEN

Emel SEÇEN

360 Derece İstanbul
[email protected]

HABİL İLE KABİL

08 Aralık 2017 - 20:34

Dostunu düşmanını tanıyabilmek, tarafını ve duruşunu korumak elbet de önemlidir.

 

Ancak söz konusu uluslararası ilişkiler, sınırlar, hukuk ve devletler olunca daha da önem kazanıyor. İktidar sahiplerinin duruşları, hepsinde önemli.

 

Kudüs’ün kıvılcımı çakıldı. Aklı başında kalıp, sağduyulu olanlar gözlerini BM, VATİKAN ‘dan gelecek duruşa dayamışlar.

 

Ben 80’lerin darbesini çocuk yaşta görmüş bir birey olarak, dama taşı gibi olayların nakış nakış işlendiğini üzülerek, içim acıyarak izliyorum. Bugün Kudüs dâhil, ülkemizde de ÖFKE CUMA’sı  yaşanıyor. Bazı Belediyelerden Cuma namazı sonrası camii avlusunda Kudüs’ü tutsak etmek isteyen zalimlere karşı tek ses tek yürek olalım, deniyor.

 

Yeniden dinler savaşı tırmandırılırken; aklı selim insanlar yüzyıllardır ağır bedeller ödeyerek Aydınlanma çabası veren insanlığın artık bir “dur” demesini bekliyor.  Bazılarında,  çocukluğumuzda gördüğümüz, müziğin evrenselliği olarak bildiği, bir zamanların Eurovision şarkı  yarışmasında ki tarafsız ve sadece müziği ile var olmaya çalışan, emeklerinin siyasetten uzak puanını bekliyor.

 

Doğu blokları, Berlin duvarı yıkılması, yıllarca süren savaşlar… Ve hala aynı ırktan gelen ülkelerin savaşları… Bu işin içinde oyun yok mu? Elbet de var. İngiliz oyununu, Arap’ın ihanetini tarih yazdı. Üzerinden tam 100 yıl geçti. Meşhur casus, filmleri gişe rekorları kıran Lawrence’ın performansı ile Türkler  gitmişti. Üstelik de binlerce şehit  vererek.

 

Lozan masa da devam  ederken, İstanbul şehrimiz, boğazlarımız işgal altındaydı. Mustafa Kemal’in ifadesi ile “ Bu  antlaşma, Türk ulusuna karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme girişiminin yıkılışını bildirir bir belgedir”.

 

Dünyada k mazlum milletlere, emperyalizme başkaldırıp bağımsızlık yolunda anahtar sözü “Yurtta Barış Dünya da Barış” ilkesinin de somut bir belgesi, kanıtıdır.

 

                Her toprak kutsal ama inançlar üzerinden insanlık tarihinin varoluşundan beri kutsal topraklar herkes için  önemli.

 

9 Aralık 1917 Kudüs’ün Osmanlı Devleti’nin elinden çıkış tarihi. Yani 100 yıl geçmiş. Bu topraklar tarih sürecinde ise çok kan görmüş. Kudüs 400 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nde barış ve huzur içinde yönetilmiş. 1.Dünya Savaşı sonrası Kudüs yönetimi idaresi İngiliz mandasına geçti. 1948 yılında İsrail Devleti Batı Kudüs’te kurularak, 1967 tarihinde de İsrail Kudüs’ün tamamını işgal etti. Filistin başkent oldu. 14 Mayıs 1948’de İngilizler Kudüs’ten çıkarak, bölgede İsrail işgalci devleti kurdular ve Arap, İsrail çatışmaları başladı. Şehir ikiye ayrıldı. Batı Kudüs İsrail işgali altında, Doğusu  ise Ürdün kontrolünde Müslüman Arapların.

 

Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa İsrail tarafından yönetilmekte. Ve Kudüs yeniden adalet, hukuk ve insanca yaşam istiyor. Üç dinin kutsiyeti (İslam, Hristiyan, Yahudi)nin merkezi.

 

                Oysa dinler ötesi değil mi yaşam. Eğer bir varoluşa, var edene inanıyorsak… Diğer varlığa bu zulüm niye? Aydınlanma ve Medeniyet yerine, Habil ile Kabil’den beri yetmedi mi?

 

Emel Seçen

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum