Emel SEÇEN

Emel SEÇEN

360 Derece İstanbul
[email protected]

Fatma Seher Erden

05 Ekim 2020 - 20:01

Geçtiğimiz hafta vizyona giren ve 2.dünya savaşının başlangıç noktasını oluşturan; Japonya’nın, Çin’in iç karışıklığından yararlanarak, savaşı başlatması. Ve orada sivil insanların bayrakları yere düşmesin diye, o bayrağı taşıyan direğe nasıl etten duvar ördüklerini. Nasıl halk olabildiklerini? Son zamanlarda en iyi anlatan SEKİZYÜZ filmiydi.
Her yerden ve herkes görebilsin diye. Uzun olan bayrak direği ve ona çekilen, al renkli bayrak!
Bir bayrak nasıl kazanılır? Bunun için tarihin derinliklerine inmek lazım.
 Adı Fatma Seher Erden (1888-1955)
Subay Ahmet ile evlendi, eşi Edirne’ye görev nedeni ile gidince. O da Balkan Savaşında yer aldı. Eşi Kafkas Cephesine gönderildiğinde, Edirne’de kaldı. Kadınları örgütledi. Düşmana karşı savaştılar. Eşi şehit olunca, önce onun memleketi Van, sonra Erzurum Kongresi için kardeşi Mehmet Çavuş ile adam topladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ulaşabilmek için, yürüyerek Sivas Kongresine ulaştı. Görev talep etti. Milis Müfreze Komutanı olarak, onbaşı rütbesi ile Batı Cephesinde bizzat görevlendirildi. Kendi kurduğu çetesi ile önce İzmir’e, oradan İzmit’e… Emrinde YEDİYÜZ ERKEK, KIRK ÜÇ KADIN görev aldı. İzmit, onun sayesinde kurtarıldı. Sonra durmadı İznik, ÜÇYÜZ’den fazla ekibi ile I.II. İnönü MuharebesiSakarya Meydan Muharebesi ile Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde çarpıştı. Sakarya’da artık teğmendi.
New York Times, “Fighting Turkish Woman made Lieutenant in Army/ Orduda savaşan Türk Kadını Teğmenliğe Yükseldi” olarak yer aldı.
Büyük Taaruzda, Yunan General Trikopis’e esir düştü ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini verdiği gibi gerçekten gözü karaydı. Kara Fatma, esirlikten kurtuldu. Şöyle anlatıyordu:
 “Altımdaki Ceylan ismindeki, güzel talim ettirilmiş çok akıllı bir hayvandı; âdeta bir piyade neferi gibi düşman mevziine sokulmakta fevkalâde mahirdi. Afyon civarındaki Sürmeli köyünde bulunan düşmana müfrezemle taarruz esnasında, hayvanımla düşmanın mevziine sokulmak icap etti. Bu esnada düşman tarafından bir kement atılarak yakalanmıştım ve hayvan da şahlanarak bizim tarafa firar etmeye muvaffak oldu; ben de bu suretle düşmana esir olmuştum.
Beni yakaladıkları zaman gözlerim bağlanarak, kendi mevzilerinin iki saat gerisinde bir yere götürülmüştüm ve burada gözlerimdeki mendil çözüldü ve sürmeli köyünde kurmuş oldukları karargâhlarında yarım saat isticvap edildim; benden izahat almak için mütemadiyen sıkıştırıyorlardı; ben de verdiğim cevaplarda kaçamak cevaplar veriyordum. Bunlar arzu ettikleri maksadı temin edemediler. Bunun üzerine, Başkumandanları olan Tirikopis’in yanına götürdüler. Beni görünce son derece hayretle bana bakıyordu ve ‘Sen Kara Fatma!’ diye üç defa hayretle ismimi tekrarladı. Biraz sonra hayret ettiğinin sebebini son sualinden anladım. Meğer bunlar, Kara Fatma’yı devasa bir şey tahayyül ediyorlarmış ve ben de bunlara cevaben ‘Anadolu’daki Kara Fatmaların en kuvvetlisi benim’ demiştim.
 Kara Fatma; zayıf, orta boylu ve esmer bir hanımdı, gözleri ve kaşları siyahtı. Elbisesi, erkek elbiselerinin hemen hemen aynısıydı. Entari yerine geniş bir şalvar, ceket yerine ise “sarka” denilen bir tür cepken giyerdi. Milli Mücadele döneminin birçok erkek kahramanı kadar ün yapmış ve bunu da hak edecek kadar, hatta daha fazla hizmetler vermişti.
Kendi esir alarak döndü. İzmit gibi, Bursa’nın da Yunan işgali yani düşman işgalinden kurtulmasında etkin oldu. Üsteğmen olarak emekli oldu. Ve “Ben toprağım, vatanım için savaştım. Para için değil” deyip, maaşını Kızılay’a bağışladı.
İzmir İktisat Kongresinin bir delegesiydi, çünkü o gerçekten ülkesini seven, gerçek bir vatanseverdi.1933 yılında gazeteci Sait Esen kendisini buldu. Çok zor bir yaşam sürüyordu. Varlığı bir canı, bir madalyadan başka bir şey değildi.
Kimsesiz ve parasız, olarak eşini, evlatlarını gömdüğü aziz vatana defnedildi. Yeri Kasımpaşa /Kulaksız Mezarlığı.
Bugün 5 Ekim 2020
Bu tarihi unutmayın!
Bu tarih, Türkiye Cumhuriyetine hizmet etmiş, onurlu insan ve gerçek kahraman üstelik kadın olan Fatma Seher Erden’in mezarı başından bayrak direği sökülüp, hurdacıya satılmak istenirken güvenlik yetişince, bu kötü amaçlarına ulaşamayan gafiller kaçmışlar…
Onların bu iğrenç teşebbüslerinin günü.
Kaçmış olmaları bir sonuç mu? Elbet de değil.
Sosyolojik olarak iki gerçek var.
1-Bu ülkeyi ve bu ülkenin değerlerini, ne zaman unuttuk?
2-Bu kadar açız ki! Artık mezarlık, hatta bir Vatanı temsil eden en kutsal bayrağı taşıyan “BAYRAK DİREĞİ” sökülmeye çalışılabiliyor?
Türkiye’m, nerelere gidiyorsun?
HAKKINDA: Tanin Gazetesi / Mülâkat (5 Temmuz 1923), İlknur Kalıpçı / Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. Yılı Özel Sayısı (Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Kasım 1998), Milli Mücadele Kahramanı Kara Fatma’nın İzmit’teki Mücadelesi (Kocaeli Aydınlar Ocağı Internet sitesi, 27 Ağustos 2007).
 
EMEL SEÇEN 5 EKİM 2020, İSTANBUL
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • Ayten Tandoğan
    4 yıl önce
    Anısı ışıklar içinde yaşasın, Fatma Seher Erdem’in! Gerçek bir iyi ve mücadeleci insan örneği!
  • Yasemin Boran
    4 yıl önce
    Böyle yaşanmışlıklar daha sık anlatılmalı nerelerden gelindiği unutulmamalı kalemine sağlık çok teşekkürler