Farkındalık; insanın yaşam alanlarından, sosyal çevresinden, ailesinden, deneyimlerinden ve de öğrendiklerinden, süzgeçte kalanlardır. Kimi ağır bedel öder. Kimi, tabiri caizse suya sabuna dokunmaz. Dün akşam, açtım tekrar o Oscar töreni konuşmasını izledim.
Evet, evet. Biraz sinemaya dönelim. Yaklaşık olarak Çin, salgın ile uğraşırken ve dünyanın farklı bölgeleri, bize uğramayacak. Bizden olmayan ne yaparsa yapsın, derken… Geldi, çattı Oscar törenleri. Gerçekten de öyle güzel filmler izledik ki; bunların çoğu da Hollywood dışı bilhassa; Gürcistan, Rusya, Polonya, Kore, Çin. Biz bile “Kız Kardeşler” olarak, Emin Alper imzası ile muhteşem bir film çıkardık.
Bu kez sinemacılar Parazit ve Joker olarak ayrışım gösterdi. İkisini de haksızlık olmasın diye, iki kez izledim. Sadece birisinde, ikinci kez izlememe rağmen aynı heyecan ve aynı derinliği hissettim.
JOKER
Bununla ilgili yorum yapmıştım hatta salgın sonrası; “Teşekkürler Corona” ve “Parazit” ile başlayan salgın sürecinde ki ilk iki makalede daha detaylı bulabilirsiniz. Gelelim meşhur tören ve konuşmaya.
O zaman demiştim, JOKER filmi “bir dönemi değil dönemleri kapsayacak şekilde literatürlere girdi.”Üstün performans, müzik ve verdiği mesaj!
Sessizlerin, ezilmişlerin bir manifestosuydu. Şimdiye kadar ki en mana dolu, Oscar töreni konuşmasıydı. Joaquin Phoenix, abisinin sözünü söylerken yutkunarak ve hala o acıyı derinden hissederek, titreyişi, yerinde duramayışı. Gözlerinin dolması. Ağlamamak için kendini zor tutuşu.
Ne diyordu, abisinin henüz 17 yaşında söylediği söz de :
“SEVGİ İLE İMDADA KOŞ, HUZUR TAKİP EDECEKTİR!”
Onun için ödülü alıyordu aslında. Çünkü tüm yokluklardan bir kapı açan; kızların peşinden koştuğu, yakışıklılığı ile zirvede. Henüz 18 yaşında ödül kapısını aralarken, aileyi de sinema dünyasına sokan. Ardından besteler yapılan.
Joaquin Phoenix aslında VEFA konuşması yapıyordu.
Hem abisine şükran, minnet. Hem de yaşadığımız dünya üzerinden insanları hatta tüm canlıları sömüren sisteme veryansın!
Kaç kişi sevdiği işte çalışabilme lüksüne yaşamında sahip olmuştur ki. Abisi River Phoenix, Dark Blood isimli filmde oynamak istememesine rağmen ailesini geçindirmek için rol almıştı. Bu filmden sonra da Vampirle Görüşme filminde, Tom Cruise, Brad Pitt ve Antonio Banderas ile rol alacaktı. Setten çıkınca Johnny Deep’in sahibi olduğu, The viper room’a geçtiler. Uyuşturucu ile mücadele etmekteydi. O bara gelirken kullanmamış, çünkü Red Hot Chili Peppers grubunun basçısı Michael Peter Balzary ile birlikte çalacaktı. Müzisyendir aynı zamanda. Besteleri vardır. Sadece oyuncu değildir. O gece hangi Hollywood mensupları orada ise istemezler, sahne almasını. Gece yarısı satıcıdan eroin ve kokaini alır karıştırır. Hızlıca çeker ve kusmaya başlar. Sevgilisi Samantha, kardeşleri Rain ve Joauqin dışarı çıkarırlar ve ambulans çağrılır. Ancak aşırı dozdan kurtarılamaz.
Sıkı bir vejetaryen olmasından dolayı, hayvan hakları ile ilgili büyük çalışmalar yapmış. Bağışta bulunmuş. Ve yağmur ormanlarının korunmasına da yardım etmiştir.
Keanu Reves ile 1991 yılında en güzel filmlerinden birinde başrol oynayacaktır. Eşcinsel bir fahişe ile “Benim Güzel Idaho’m”
FACEBOOK YORUMLAR