YARBAY ALİ TATAR 7.ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ANILIRKEN YENİDEN DOĞUYOR
Bir asker. Cumhuriyeti, Cumhuriyet değerlerini, Cumhuriyetin erdemlerini kavramış asker. Mustafa Kemal'in gerçek askeri. Üzerine boca edilen iğrençliğe bütün yüreğiyle, yaşamıyla isyan eden asker: Ali Tatar.
O kendini "belki anlar"lar diye feda etti. Bir Cumhuriyet fedaisi...
Anısına ilk kez gerçekleştirilecek, bir öykü yarışması düzenlendiğini duydum. Yazamamak olmazdı. Kendi onurunu, ailesinin, ülkesinin onurunu korumak adına ülkesini terk etmek çaresizliğinde olan bir ülke insanını yazmak geldi içimdem.
Yazdım ve yarışmaya gönderdim. Dereceye giremedim ama öyküm yayınlanmaya değer bulundu. Ve bu kitapta yayınlandı. Tam da İstanbul katliamının yaşandığı onlarca genç polisin ve sivilin haince katledildiği koşullarda. Peşinden dün askerciklerimiz geldi…
Babam polisti. Polis çocuğu olmanın ne olduğunu iyi bilirim. Hainliğin bu kertede olmadığı günlerde bile babamı hergün özler, eve gelmesini kaygıyla beklerdim. Ve birçok şehidin çocuğu şunu biliyor; "babaları bir daha eve gelmeyecek!"
Bu koşullarda öykümün yayınlandığına nasıl sevineyim. Hakkım var mı? Ama tek tesellim, bu öyküyü onurlu bir Mustafa Kemal askerinin onurlu duruşundan esinlenerek yazmış olmam.
Ben kadar bu yolculukta annem, babamın emeği kadar yazılarımda emeği olan Eğitimci-Yazar Ahmet Doğan gibi ve bu kitap için başta Yarbay Ali Tatar gibi tüm diğer kalemdaşlar… Elbette onurlu ve adalet arayan tüm vatandaşlarımız… En güzeli de bu kitabın gelirinin Çağdaş Yaşam Vakfına bağışlanacağı olması.
Ali Tatar'a ve Türkan Saylan'a minnet duygularımla.
Emel Seçen
FACEBOOK YORUMLAR