Emel SEÇEN

Emel SEÇEN

360 Derece İstanbul
[email protected]

BİR, İKİ, ÜÇ TIP!

28 Mart 2020 - 22:50

Büyük bir sessizlik…

Eskiler, o güzel günler.

Elinde, avucunda, yüreğinde ve de ruhunda saklanan hala yaşatılan bir güzellik serisi.

Hatırlayanınız, var elbette. Büyüdük de o kadar da değil sanırım. Hala çok şükür içimiz biraz akide, biraz horoz birazda elma şekeri…

Sokaklar…

“Baban eve gelmeden, evde ol!” uyarısı, Anneden alınır. Annenin başka işi var mı yok mu? Hiç, umarsızca ve olur olmaz. Aşağı salınan sepetle ekmek arası, su gibi lüksleri olan. Ama aynı zamanda bir kibrit kutusundan yaptığı tren ile ya da içtiği gazozun kapaklarıyla, dünyalar satın alan o güzelim kuşak…

Hangimiz bir misket uğruna, ne yakalara yapışmadık ki?

Gülümsüyoruz şimdilerde ve evet, ne mutlu.

Ne mutlu ki; Saklambaç, Birdirbir, Beştaş, Körebe, Seksek, Çelik Çomak, İp Atlama, Uzun Eşek ve üzerine ülkeler arası çeşitleri olan Alman gibi Lastik.

Sokaklara çıkmamayı, bizler 1980 darbesi ile tanıdık. Kimimiz; ilkokul kimimiz ortaokul öğrencisiydik. Ve lisede, üniversite ve hatta mahallerimizde “Aydınlık” için uğraşan ağabey ve ablaların, eylemlerini anlamaya çalışırdık. Kolay değildi o yaşta, yasaklanan şarkıları ve toplanan kitapları anlamak.

Kiminin anlaması uzun. Kiminin kısa. Kiminin ise Kapitalizm çarkında çok da farkında olmadığı zamanlardı. Yine her şeye rağmen o güzelim komşuluğun, kendi kendinin otokontrolünü yapabilecek kadar sağduyulu insanlığın. En çok da hep dem vurduğumuz SEVGİ’ nin her köşe başında mesken tuttuğu zamanlar…

Yanılmadık!

Bugün 80’ler dizisi hala en çok izlenen. Ardından, Çocuklar Duymasın geliyor.

Çünkü ilkinde o bahsettiğimiz saflık, diğerinde ise onu koruyan muhteşem bir aile yapısı profili zamana ayak uydurmaya çalışarak, sunulmaktaydı.

Şimdilerde evlerde istirahat veya farklı meşgaleler içerisinde bulunurken bunları da göz önünde bulundurmak lazım.

Bugün tekrar eski bölümleri çıksa: Kaynanalar, Perihan Abla, Süper Baba, Kuruntu Ailesi ve Olacak O Kadar… İnanın hala sizleri güldürür. Yetişen oldu mu? Canlı izleyeni.

Deve Kuşu Kabare ve Ferhan Şensoy (OrtaOyuncular)… Mesela Bir “Var Sayalım İsmail” inanın iş görür. Neden? Çünkü gerçektir. Suni ve dayatılan bir organizasyon değildir. Hele mahalle dizileri, baş tacıdır.

Zaten mahalle gibi küçük ama her şeyin bol ve dolu olduğu ortamda büyümeyenlerin bu anlattıklarımızı anlayıp, kavraması zor olur. Zira burada büyüyenler bile o kadar dağıldı ki şu an da evde kalkmak aslında birazda içsel olarak “biz, nerede neyi eksik yaptık” sorusu ile yüzleşmek.

Üzülmeyin, herkes hemen hemen yaptı. Çünkü kapitalizm size tükettirir. Size yetinmemeyi öğretir. Öyle bir hale gelirsiniz ki; siz artık siz değil sistemin parçası olup ona hizmet etmeye başlamışsınızdır.

Nerede kalmıştık? Sokaktaki oyundan.

1 2 3 TIP!

Bu oyunda, bir kişi ebe olurdu ve  duvara kapanırdı. Sokakta olan, etrafında ki diğer çocuklar ise o sahada beklemeye başlar. Sonra Ebe, “bir iki üç tıp!” diye bağırıp, hemen arkasına bakardı. O süre zarfında ise çocukların ebeye doğru bir adım atması gerekirdi. Ve ebe döndüğü anda çocuklar, tıpkı bir heykel gibi kıpırdamadan durması gerekliydi. Eğer kıpırdayan olursa, çocuk malum ne yapacağı belli olmaz gülebilir vs. o bu kez ebe olurdu. Şayet kıpırdayan olmadığı zamanda ebe tekrar duvara döner ve kıpırdanan çocuk bulana kadar eylemine devam ederdi. Ve nihayetinde ebeye iyice adım adım, kımıldamadan yaklaşan çocuklar, onun sırtına vurur ve kaçışırlar. Ebe çocukları kovalamaya başlar ve yakaladığı çocuk yeni ebe olurdu.

 O zamanlar bile ekip dayanışması, arkadaş tutma vardı elbette. Mızıkçılık yapan olduğu kadar. Bu oyunda bile o zamanlar tartışmalar çıkardı.

Ve ısrarla, “yutkunmak, göz kırpmak gibi gibi hatta nefes aldığın için vücudun hareket ettiğinden” sorular, tartışmalar çıkardı.

Varsayalım bu da bir oyun.

Oyun tatsız olsa da, çocuk yine oynar. İçinizde ki çocuğu uyandırın. Zaten o yıllardır sizin kendisini hatırlamanızı beklerken, bu fırsatı kaçırmayın.

Çocukluk güzeldir.

Aklıma Suriyeli bir mülteci babanın, savaş olmadığını küçük kızına oyun şeklinde anlatmaya çalıştığı o görüntüsü geldi.

Baba, kızına bomba seslerine karşı gülebilmeyi öğretmiş. Ama çocuk işte, o şiddetli düşüşte. Önce korkan ve şaşkın bir bakışla birkaç saniye duruyor. Sonra gülüyor.

Hayat güzeldir” filmi bile Oscar almışken.

Varın bu oyuna katılın.

Azcık evde kalın.

Söz, inanın dünya bir düzeldiğinde.

İnsanlar özlerine ve azla yetinebilmeyi, şikâyet etmemeyi, bencilliği unutup, kucaklamayı hatırladıklarında,

Hepimiz o meydanlarda olacağız.

1 2 3 TIP!

https://www.youtube.com/watch?v=B5F1NJjvUQo

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Murat Bayar
    5 yıl önce
    Kaleminize sağlık. Toplumun değişen değerlerini, beyaz camda halkın en çok teveccüh ettiği diziler ve kronolojik dizilimle anlatmanız ustaca. Değer yargılarımızdaki tahribatla, küresel çürümüşlük korelasyonunuz, maalesef distopik bakış açısı değil, gerçek.Tüm yazdıklarınız içinde en çok tarzınızı, içtenliğinizi gösteren yazıydı. Zevkle okudum. Gazeteci Murat Bayar