Emel SEÇEN

Emel SEÇEN

360 Derece İstanbul
[email protected]

Arınma

20 Haziran 2020 - 21:41

21 Haziran’dan, 22 Eylül tarihine kadar sürecek olan ve bilimsel olarak Kuzey Yarım Küre de “Yaz Mevsimi” başlar.

Coğrafya dersinin en kafa karıştıran bölümlerinden biridir. Adeta Mantık önermeleri gibi karşısına çıkıverir öğrencinin ve sonunda hangisi Güney Yarım küreydi? Hangisi Kuzey Yarım küreydi, diye şaşar kalır.
Biz aslında bugünlerde yani geri sayarsak Çin başta olmak üzere hatta Çin’in yeni teknolojisi Huawei telefonunun( katlanabilen ilk cep telefonu) piyasaya girmesinden beri yani Aralık ayından önce Güneyi zamansız içimize almıştık. Hep arkadan, görünmeyen bir dış ses adeta “buradayım!” diyordu. Aslında Güney Yarım Kürenin henüz zamanı gelmemişti. Kafanız yine karışmasın, kestirmeden biz sonbahara geçerken aslında Güney Yarım Kürede ilkbahar başlıyor. Sistem bu. Yüzyıllardır böyle. Ama dedim ya gerek Oscar törenlerinde büyük sükse ile çıkış yakalayan Parazit filmi; heykelcikleri toparlayıp çuvalını doldururken dizisinin dedikoduları başlamıştı. Bakmayın, o kadar olacak evet bu yıl Tokyo’da gerçekleşecek olimpiyatlar, iptal olsa da. Olimpiyata katılacak sporcular, antrenmanlarına hız kesmeden devam ettiler. Herkes evde ama herkes yani dedikodu dışında eylemi olan herkes üretmeye devam ediyor.

Nerede kalmıştık, evet telefon. Başta “bilimsel” demiştik. Çünkü bilim ispat ister. İspat ise bir değil birkaç deney ve yanılma ile çözülür. Belki bu da son değildir. Yenisi, yeniden ispat edilene kadar teori gerçektir. Ama akıllara zarar öyle şeyler duyduk ki pandemi döneminde, o yüzden suçu bu telefona hatta 5G teknolojisini karalamaya kadar uzandı.

Huawei’nin CEO’su, Richard Yu 2019 yılında bizleri teknolojik anlamda büyük bir değişimin beklediğini vurgulamıştı. Ve ayrıca Amerika pazarı olmasa bile dünyada bir numara olacaklarını eklemişti.
Ve oldular. Samsung’u geçtiler, yakın zamanda ki verilere göre. Bakalım ileri ki günler, kullanıcılarında katkıları ile nasıl evrilecek.
Dünya değişiyor. Ve bizde buna uyum sağlamak mecburiyetindeyiz. Ama eskiden farkı bu kez adalet mekanizması kendinden işleyecek. Zaten bunun ayak sesleri duyulmaya başladı. Hisseden hissediyor. Bundan yazılarımda sık sık bahsediyorum. Ve doğa bu kez affetmeyecek ki zaten hiçbir zaman affetmez. Onun adaleti sadece yapanı değil herkesi kapsar. İşte bu yüzden eşit, adil, ön yargısız ve eskisinden daha çok sevgi ve şefkat dolu olmak gerekiyor. Kucaklamadan kucaklayabilmek, arsızlık yapmadan alışveriş yapabilmek, sofrada lokmanı yutarken bile bir başkasının hala aç olabileceğini unutmadan yiyebilmek.

Tabii ki kolay değil bu yokuşu çıkmak.
Nefessiz kalacaksınız. Bir de maske ama en azından kendi yüzlerinde fazladan kaç maske olan varsa onları bir çöpe atın, bakın nasıl da rahatlayacaksınız.
Arınmak, öyle üstünden kıyafetleri çıkarıp çamaşır sepetine ya da çoraplarını fırlatmaya benzemiyor.

Büyük Ozan Neşet Ertaş ne güzel der:
Yazımı kışa çevirdin / Karlar yağdı başa Leyla'm

Korona, her yerde.  Her şeyde. Böyle iken diğer taraftan da ruhumuzu düzeltmek için elinden geleni yapıyor. Hepimiz istisnasız içimizdeki, iyi ve kötü ile savaşıyoruz. Bakalım hangisi kazanacak? Kazanan taraf dünya gezegeninin en yeni halinin de temellerini atmış olacak.
Hazır astrologlar yarın halkalı güneş tutulması diyor. Bilmeyen dinliyor. O burca şöyle, bu burca şöyle. Peki, akıl ve bilim ne diyor?

Diyor ki: Güney Yarım küre biz kışa geçerken bahar Eylül ayına kadar, ne yaparsan yaptın?
Kendine, çevrene, topluma ne yaptıysan yaptın? Nasıl baktıysan, baktın!
Eylül ya da Eylül’e girerken çok şey çözülür.

Emel Seçen 20 Haziran 2020 İstanbul

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum