"Bilgili insanlar başkalarını alt etmek için konuşmazlar. Kısa ve öz konuşma güçlü zihni temsil eder, odaklanmış irade de kötü niyet olmaz." Hasan Ali Yücel
Öncelikle 2024 yılı TÜİK eğitim verilerini; kafanızı sayılar ile meşgul etmemek için, özet olarak veriyorum. Bakalım tablo nasılmış?…
*TÜİK’in Nüfus İstatistikleri Portalı’na göre, 2024 yılında 6 yaş ve üzerinde 79.398.050 kişi bulunuyor...
*Okuma yazma bilmeyenlerin sayısı 1.763.498 kişi olurken; bu durum erkeklerde 296 bin 83, kadınlarda ise 1.467.415 kişi olarak kaydedilmiş….
*Erkeklerin yüzde 0.7’si, kadınların da yüzde 3.7’si okuma ve yazma bilmiyor...
*Türkiye’de okuma ve yazma bilen fakat herhangi bir okuldan mezun olmayanların sayısı 7.461.239 oldu. Erkeklerde bu sayı 3.211.130, kadınlarda 4.250.109 olarak kaydedilirken; erkeklerin yüzde 8.2, kadınların oranı yüzde 24.3 seviyesinde bulunmuş...
*Türkiye’de ilkokuldan mezun olanların sayısı 16.705.288 kişi ölürken, Erkeklerde bu sayı 7.116.400, kadınlarda 9.588.888 olarak kaydedilmiş...
*Erkeklerin yüzde 18.1’i, kadınların da yüzde 24.3’ü ilkokul mezunu durumunda…
*Türkiye’de ortaokul ve dengi meslek okulundan mezun olanların sayısı 13.659.756 kişi olurken, Erkeklerin sayısı 7.462.596, kadınların da 6.197.160 olarak kaydedilmiş. Erkeklerde bu oran yüzde 19, kadınlarda da yüzde 15.7 seviyesinde olduğunu belirtelim…
*Türkiye’de ilköğretim mezunu kişi sayısı 4.964.882 olup; Erkeklerde bu sayı 2.805.285, kadınlarda da 2.159.597 olarak kaydedilmiş. Erkeklerin oranı yüzde 7.1, kadınların oranı ise yüzde 5.5 olarak kaydedilmiş…
*Türkiye’de lise veya dengi meslek okulu mezunu kişi sayısı 19.016.513 olup; Erkeklerde bu sayı 10.632.665, kadınlarda 8.383.848 olarak kaydedilmiş. Lise veya dengi meslek okulunda erkeklerin oranı yüzde 27.1, kadınların oranı da yüzde 21.3 olarak belirtilmiş…
*Türkiye’de yüksekokul veya fakülteden 13.136.498 kişinin mezun olduğu verilere yansırken; erkeklerde bu durum 6.712.550, kadınlarda da 6.423.948 olduğu belirlenmiş. Erkeklerin oranı yüzde 17.1, kadınların oranı ise yüzde 16.3 seviyesinde bulunmuş...
*Yurdumuzun tamamında yüksek lisans ve üzeri mezun olan kişi sayısı 1.964.428 olarak kaydedilirken. Erkeklerin sayısı 1.046.577, kadınların sayısı ise 917.851 olmuş. Söz konusu verilerde erkeklerin oranı yüzde 2.7, kadınların oranı da yüzde 2.3 olarak kaydedildi…
*Türkiye’de 356.717’si erkek, 369.717’si de kadın olmak üzere toplam 725.948 kişinin ise eğitim durumu maalesef ne hikmetse bilinmiyor...
▪️Bilindiği gibi "24 Kasım 1928" Mustafa Kemal Atatürk´ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği tarihtir…
▪️12 Eylül 1980 Askeri darbesini yapanlar,1981 yılında her yılın 24 Kasım gününü ÖĞRETMENLER GÜNÜ olarak kutlamayı yasalaştırdılar…
▪️24 Kasım´ın 12 Eylül´ün ürünü olması, onu reddetme hakkını bize verir mi? Elbet vermez. Önemli olan konunun özüdür. Biçimle şu aşamada uğraşmak bence doğru değildir…
▪️24 Kasım´ın içeriği ve nasıl yorumlanması gerektiği konunun can alıcı noktasıdır. Bu nedenle 12 Eylül ruhundan arındırılmalıdır…
▪️Bilinmesini isteriz ki, 12 Eylül ile gelen serbest pazar ekonomisi ve neoliberal politikalar; “Eğitim de tıpkı Sağlık” gibi paralı, alınıp satılan bir meta haline getirmiştir. Bu politikalar eğitim sistemimizi yerden yere vurmuştur. Bunun nelere yol açtığını bugünlerde net olarak daha iyi görmekteyiz…
▪️Yoksul halk çocuklarının okuduğu birçok parasız yatılı okul maalesef kapatılmıştır. Araştırırsak buralardan birçok bilim adamı, siyasetçi ve üst düzey yönetici yetiştiğini görürüz…
▪️Maalesef neoliberal potikalar, hem öğretmen mesleğine hem de öğretmenin yetiştirilme tarzına ve en önemlisi halk ve yoksul çocukların eğitimine verdikleri öneme büyük zararlar vermiştir. Adeta ülkenin temeline dinamit konmuştur…
▪️”Bir çocuğun en büyük şansı iyi bir öğretmene denk gelmesidir.” Sözü, sorgulanmalıdır. Çünkü tüm çocuklarımız iyi bir öğretmeni hak ediyor. Dünyanın her yerinde “müfredat” dediğimiz, her öğretmenin öğrencilerine öğretmekle yükümlü olduğu bir içerik “havuzu” var. Ne yazık ki standarda o kadar takılıyoruz ki, ezberci çocuklar yetiştiriyoruz. Eğitimin niteliğini laik, çağdaş ve bilimsel normlar ışığında artırmamız gerekiyor.
▪️Çocuklara sorgulamayı, araştırmayı, soru sormayı öğreteceksek, bu doğrultuda öncelikle öğretmenin, kendi yöntem ve uygulamalarımı sorgulaması gerekir. Karşılaşabileceğimiz sorular üzerinde önceden düşünüp hazırlıklı olması gerekir...
▪️Daha yakın bir zaman da anımsarsanız bir eğitim kurumu temsilcisi; “Biz okumamış ve cahil kesimin ferasetine güveniyoruz. Onlar ülkeyi ayakta tutanlardır” demişti. Yoruma gerek var mı?
▪️Öğretmenler umar ve dileriz ki, yakın zaman da yeniden "Muallim" olma niteliğine kavuşurlar. Böylece hem halk ve hak sevdasına sarılma özelliği gösterirler. Sorunu elbette bu muallimler yani eğitim emekçileri çözecektir…
▪️Eğitimin, toplumsal yarar ilkesi, öncelikle öğretmen mesleğinin sorunudur. Bu sorunun çözülmesi, aydınlanma hamlemizi geliştireceği gibi, özgür, sorgulayan ve toplumsal çıkarları önde tutan yurtsever bireyler yetiştirmesini dileriz.
▪️Kutlu olsun tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Günü!..
•EĞİTİM ÜRETİM İÇİNDİR!..
•EĞİTİM VE SAĞLIK DOĞUŞTAN KAZANILMIŞ HAKTIR. ALINIP SATILAMAZ!..
•YAŞASIN ÖĞRETMENLERİN ŞANLI DİRENİŞİ!..
* YAŞASIN KÖY ENSTİTÜLERİ BİLİNCİ!..
▪️Sözlerimi ülkemizdeki sağlıkçıların başöğretmeni, Toplum Hekimliği’nin mimarı Prof.Dr.Nusret FİŞEK ‘i sevgi, saygı ve Özlem’le anıyorum…İyi ki öğrencin olmuşuz…
Sevgiler…
Dr. Mustafa Torun


FACEBOOK YORUMLAR