Dr. Haşim AYDIN

Dr. Haşim AYDIN

[email protected]

ATATÜRK’ÜN MADEN İŞÇİLERİ

02 Kasım 2014 - 14:29

Tarih 10 Eylül 1921 yani zaferden bir yıl önce ülke işgal altında; TBMM de İktisat vekili Celal Bey Meclis kürsüsünden Zonguldak ve Ereğli Kömür işletmelerindeki işçilerin çalışma koşullarını ortaya koyarak,işçilerin sağlık,sosyal ve ekonomik durumlarının düzeltilmesine yönelik çağrısından sonra iki yasa çıkarılmıştır.

 

10 Eylül1921 de çıkan 151 sayılı Ereğli Havzai Fehmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna mütealik düzenlemeye göre;

Kömür işçilerinin çalışma koşulları düzeltilecek.

 

Yardımlaşma sandıkları kurulacak ve bunların Amele birliği içinde birleştirilerek hastalık ve iş kazaları durumlarında gerekli yardımlar için kullanılması sağlanacak.

 

İşveren yardım sandığına işçinin ücretinin yüzde birinden az olmamak kaydıyla yardımda bulunacak.

İşveren hastalanan ve kazalanan işçileri tedavi ettirecektir.

 

Bu amaçla işvren işyrinde hekim çalıştıracak,hastane ve eczane açacaktır.

Kazada yaralanan ile ölenlerin yetimlerine mahkeme kararı ile tazminat ödenecektir.

 

Eğer kaza işverenin yönetim veya denetim hatası ile oluşmuş ise ayrıca 500-5000 TL fazla tazminat ödenecektir.

Çalışma süresi günde 8 saat olacak,fazla çalışma iki tarafın oluruna bağlı olup iki kat ücret ödenecektir

İşveren yeni işçilerin eğitiminden sorumlu olacaktır.

 

Bu yasa gereği Amele Birliği,İhtiyat ve teavün sandıkları kurulacaktır.

4 Mart 1923 te İzmir’de toplanan kongredeişçi delegeleri 30 maddelik bir öneri listesi sunmuştur.Bu öneriler daha sonra gerçekleşen yasaları çekirdeğini oluşturmuştur.

 

Yani o zor zamanların meclisi işçi delegelerinin önerileriyle çalışma hayatını düzenliyor.Bugün çalışma hayatını ilgilendiren yasal düzenlemelerde iktidar veya muhalefet partilerinin politikalarnı belirlemede işçi örgütlerinin etkisinden ne kadar bahsedebiliriz?

 

Edebiyat ustalarımızdan Haldun Taner ünlü tiyatro eseri Keşanlı Ali Destanı’nda evin köpeği Şamama’yla sokak köpeği Karabaşı konuşturur;Şamama karşısındakine’’ Şamama kim sen kimsin,haddini bil Karabaş’’diye çıkışır.

 

Had bilmek;İnsanın kıymeti kadar yetki sahibi olması demek.Toplumların başına açılan belalar her zaman kıymetsiz muhterislerin güç sahibi olmasındandır.

 

Son Ermenek faciasında yetkililerin açık beyanında yaklaşık bin kişilik arama kurtarma ekipleri,her

türlü makina ve donanımları yanı sıra,ambulanslar,helikopterleriyle devlet buradadır söylüyorlardı.O esnada TV kameralarının ocağın içinden verdiği görüntülerde gördüğümüz;Suyla dolu ocakta basit bir pompayla suyun tahliyesi için umutsuz gayretle çabalayan 4-5 işçi.İçerdekileri kurtarmaya yönelik tek çalışmanın bu olduğu açıktı.Onbinlerce ton suyla dolu madenin karanlık dehlizlerinde can pazarı kurulmuşken,dışarıda kıymetsiz muhterisler sıkılmadan dışarıda; lehte algı yaratma şovu peşindeydiler.

 

Derin acılar duyduğumuz kötü yönetim sorunumuzu ağır bedeller ödeyerek te olsa kendi içimizde çözebiliriz.

Ancak dış politikada gelinen tehlikeli yalnızlık , ülke bekasını tehdit eder noktadadır.

 

Anlaşılmakta çok geç kalınmış hayati bir durum söz konusu.Çevremizde kaostan beslenen büyük terör bataklığı, basiretsizliğimiz nedeniyle bizide içine çekme potansiyeli taşıyor.Kaos içinde ülkelerin devlet otoritesi sağlanmadan bu durumdan çıkışı yok.Üstelik bu ülkelerde statükonun değişeceğinin işareti de yok.Bu ülkelerin meşru yönetimleriyle köprüleri atmış bulunan bir hükümete sahibiz.Devlet otoritesinin sağlandığı, yeni düzenin kurulmasında bize güvenebilecek dost ülke bırakmamışız.Güven veren yeni politika köprüleri kurulmadan bu sorun aşılamaz.Aşmak beka sorunudur.Vahim olan da bunu gerçekleştirecek alternatif siyasal performansa sahip olmadığımızdır.Demokrasimizin geleceği için de,ulusal birliğimizin korunması için de büyük tehlike demokratik siyasetin alternatif üretememesidir.

 

Kurtuluş savaşının en sıkıntılı anında bile meclisinde maden işçilerinin durumu ele alınan Atatürk.

 

Büyük savaşlar büyük yıkıntılardan sonra kurulan yeni devletin dış politikasını ‘’Yurtta barış,dünyada barış’’ ilkesiyle belirleyen ve çevre ülkelerin iç işlerine karışmadan onlarla dostluğa önem veren Atatürk.

 

Geçmişi maksatlı çarpıtarak iktidarlarında Atatürk düşmanlığı yapanların da ,O’nu hiç anlamadan siyasetin sermayesi yaparak demokrasiyi ve solu nefessiz bırakanların da bizi getirdiği nokta budur.

Atatürk kim siz kimsiniz.Herkes haddini bilsin.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum