Gündemin sıcak, endişe veren ve insanların ‘hukuka rağmen bu nasıl olur’ diye birbirine sorduğu bir günde, yabancı yatırımcıdan sonra yerli yatırımcının da güvenini yerle yeksan eden bir fotoğraf vererek öngörülemezliği arttırdığı bir ortamda, ülkede orta vadeli program açıklandı.
Üstelik öyle bir açıklandı ki, sanki ülkede hiçbir sorun yokmuş, her şey yolundaymış gibi, 21 bin dolara varacak kişi başına gelirlerin konuşulduğu, yerli tedarik sisteminin dile getirildiği bir söylemle birlikte.
Şimdi sorarım size bu orta vadeli programın bir öncekinden, hatta daha öncekilerden farkı ne? Sadece rakamlar biraz daha aşağıya çekilmiş, soğukkanlı gözükeyim derken, sorunları yok saydığını ispatlamış bir yaklaşımla beraber yorumlanabilir.
Ülkenin tamamına yakını yoksulluk sınırının çok uzağında yaşam mücadelesi verirken, kiralardan geçim maliyetlerine kadar insanlar işin içinden nasıl çıkacağını bilemezken, sanayici feryat ederken, hatta istihdamı azaltırken kişi başına gelirden söz etmek, işsizliğini düşüreceğini anlatmak temenniden başka bir şey değildir.
Ne yazık ki üç yıl daha gerçeklerden uzak yaklaşımlar sergilenerek, temenniler manzumesinin gölgesinde, insanlara, reel sektöre rağmen, rakam tutkusuyla bir ekonomi uygulamasına şahit olacağımız tüm açıklamalardan anlaşılıyor.
Sadece 21 bin dolar kişi başına gelir bile, fiktif bir zenginleşmeyi hedeflerken, kura basıp, rantiyeyi daha çok kazanç sağlayacak bir ortamı müjdeliyor, bunun farkında bile değiller. Yeril yatırımcıdan da kast ettiğim, Mehmet Şimşek’in yerleşikler diye tanımladığı rantiye kesimi değil.
Emeğini, sermayesini bu ülkenin kalkınması için ortaya koyan, üretim yapmaya çalışan, çiftçisinden sanayicisine, yazılımcısından hizmet sektörüne kadar taş üstüne taş koymaya çalışanları tarif ediyorum.
Ne yazık ki ekonomi yönetiminin gündeminde ine bu insanlar yok. Sadece onlar da değil. Çalışanlar, esnaf, işçi, çiftçi, sanayiciyi, yazılımcı, konfeksiyoncu aklınıza kim gelirse gelsin. Emekliler, iş arayanlar ise zaten ya niyetsiz ya yük.
Böyle bir bakış açısıyla siz ekonomi yönetmeye kalkarsanız sonucun sıkıntı ile önümüze fatura olarak geleceğini halen anlamadınız mı? Gördükleriniz ya da yaşananlar da mı ders çıkartmaya yetmiyor.
Turizm gelirlerinden bahsedip sektörün rekabet edemediğini görmüyorsanız, sanayiden söz edip insanların kepenk indirmeme mücadelesi verdiğini yok sayıyorsanız, kişi başı gelirden söz edip insanların geçinemediği gerçeğini yok sayıyorsanız, bu açıklanan da bir yasal sorumluluğu yerine getirmek için yapılan bir çalışma olmaktan öteye geçmez.
Yani özetle, göstermelik bir iki oda başkanının söylediği gibi ümitlenecek bir programdan değil, yine temenniler manzumesinden bahsediyoruz. Bunun da adına program demek çok cesurca bir yaklaşım olur.
[email protected]
Not: 9 – 11 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek zirve programım nedeniyle, yazılarımıza birkaç gün ara vereceğiz. 15 Eylül 2025 Pazartesi görüşmek üzere…
FACEBOOK YORUMLAR